Diyanet buna da el attı: Şeriata göre ‘helal bankacılık’

Diyanet buna da el attı: Şeriata göre ‘helal bankacılık’

Skandal fetvaları ile sık sık gündeme gelen Diyanet bu kez de bankaları şeriata göre denetleyecek bir Fıkıh Kurulu kurulmasını istedi.

Başkanına ‘çerez parası bile değil’ denerek lüks Mercedes marka makam aracı tahsis edilen, her yıl bütçeden aslan payını kapan Diyanet bu sefer de bankacılığa el attı.

Diyanet'e bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan ‘sermeye sahibi dindar kesim için’ ortalığı karıştıracak bir teklif geldi.

ŞERİAT KURALLARINA GÖRE DÜZENLEYECEK BİR FIKIH KURULU!

Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre Kurul üyesi Prof. Ahmet Yaman, Diyanet Dergisi'ne yazdığı ‘Ekonomi ve Değer' başlıklı makalesinde, faizsiz çalışan katılım bankacılığının sermaye sahibi dindar kesim için iyi bir adım olduğunu belirterek, bununla ilgili sektörel faaliyetleri ‘şeriat kurallarına göre denetleyecek bir Fıkıh Kurulu' kurulmasını istedi.

‘SERMAYEYİ YASTIK ALTINDA TUTMAK ZEKATI DOĞURUR’

 “Altın bankacılığı dâhil bütün bankacılık ürünleri, finansman ürünleri ve kart işlemlerinin bu kurulun onay ve denetimine sunulması sağlanmalıdır” diyen Yaman, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sık sık gündeme getirdiği ‘paranızı yastık altında tutmayın' sözlerine de destek verdi ve “Sermayeyi yastık altında tutmak zekat sorumluluğu doğurur” şeklinde yazdı.

Yaman (solda)

EKONOMİDEKİ SORUNLARIN NEDENİ ‘DİNDARLAR PARALARINI SAKLAMASIYMIŞ!’

Yaman'ın makalesinde, “halkın inanç ve ahlak değerleriyle uyumlu olmasına özen gösterilmeyen bir piyasa oluşturulduğu ve para-finans sistemi yaratıldığı” ifadeleri kullanılırken, devamında “Hal böyle olunca dinî duyarlılıkları baskın olan kişiler, ekonomik değerlerini piyasaya arz etmekten geri durmuş, birçok kişi meşruiyet kaygısıyla yatırım yapmaktan korkmuş, bunların doğrudan ya da dolaylı etkisiyle faiz oranları anormal yükselmiş, maliyetler artmış, kayıt dışılık hâkim olmuş, büyüme yavaşlamış, millî gelir istenen ölçüde yükselmemiş ve daha birçok olumsuz sonuç ortaya çıkmıştır” sözlerine yer verildi.

Dünyada birçok gelişmiş Batı ekonomisinde kamusal desteklerle on yıllardır var olan faizsiz finans piyasaları ve araçlarının artık ülkemizde devlet girişimiyle de vücut buluyor olmasının heyecan verici olduğunun ifade edidiği makalede şunlar kaydedildi:

‘KATILIM BANKALARI İSLAMİ KURALLARA GÖRE HELAL OLSUN’

“Katılım bankalarının kuruluş sermayesinin İslami kurallara göre temiz ve helâl olması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle kuruluş sermayesi, kamunun faiz dışı meşru gelirlerinden temin edilmelidir.”

‘SEKTÖREL FAALİYETLER DİNİ-ŞERİ DENETİM İÇİN UZMAN FIKIH KURULU’

Sektörel faaliyetlerin dinî-şeri denetime tabi olması gerektiğinin savunulduğu makalede “Bunun için yetkin fıkıh uzmanlarından oluşan bir kurulun teşkil edilip altın bankacılığı dâhil bütün bankacılık ürünleri, finansman ürünleri ve kart işlemlerinin bu kurulun onay ve denetimine sunulması sağlanmalıdır. Son bir husus da hizmet içi eğitimdir. Katılım sektöründe bulunan genel müdürden şube çalışanına kadar her düzeydeki görevlinin katılım bankacılığının felsefesi ve uyması gereken fıkıh kuralları açısından periyodik olarak bilgilendirilmesi, yanlışlıkları azaltacaktır” değerlendirme yapıldı.

‘DEVLET TARLANIZA EL KOYABİLİR’

Prof. Ahmet Yaman, İslam'daki ekonomi ilkelerinden bazılarını şöyle sıraladı:

- Özel mülkiyet koruma altına alınmış; dinî, hukuki, ahlaki ve resmî sınırlamalar dışında kişinin kendi mülkünde tasarruf hürriyeti olduğu belirtilmiştir.

- Faiz, haramdır.

- Sermayeyi yastık altında bulundurmak doğru değildir.

- Yatırıma konu olmayan sermayeye zekât sorumluluğu yüklenir.

- Sahibi tarafından değerlendirilmeyen tarım arazileri üzerinde devlet bir takım tedbirler alabilir.”