İnsan hakları ihlalleri ve katliamları raporlaştırdığı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hedefi haline gelen İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) İçişleri Bakanlığı tarafından denetçi gönderildi. İleri’ye konuşan İHD Genel Sekreter Yardımcısı Necla Şengül, İşkenceyle Mücadele Günü’nün kutlandığı ve Yüksekova raporunun hazırlandığı günlerde bakanlıktan denetçi gelmesinin manidar olduğunu söyledi.

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından görevlendirilen iki denetçi, Ankara’da bulunan İHD Genel Merkezi'ne denetime gönderildi. Denetçilerin, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 19. maddesinde yer alan "Gerekli görülen hallerde, derneklerin tüzüklerinde gösterilen amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterip göstermedikleri, defterlerini ve kayıtlarını mevzuata uygun olarak tutup tutmadıkları İçişleri Bakanı veya mülki idare amiri tarafından denetlenebilir" hükmü üzerinden genel denetime tabi tutmak için görevlendirildikleri öğrenildi.

Konuya ilişkin İleri Haber’e bilgi veren İHD Genel Sekreter Yardımcısı Necla Şengül derneğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hedef gösterildiğini söyledi.

‘İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN TALİMATI VAR’

Denetçilerin İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla geldiğini belirten Şengül, “Türkiye ve Kürdistan’da son dönemde yaşananlar üzerine hazırladığımız raporlar çok dikkat çekti. Hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunda ses getirdi. Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere Türkiye’ye heyet göndermek üzere kararlar alındı” dedi. Bu gelişmelerin ardından İHD’nin Erdoğan’ın hedefi haline geldiğine işaret eden Şengül şunları söyledi:

‘HAZIRLADIĞIMIZ RAPORLAR ÇOK YAKICIYDI’

“Erdoğan bu hazırladıkları raporlar taraflıdır diye açıklamalar yaptı. En son hazırladığımız Cizre raporu özellikle çok yakıcıydı. Dünya kamuoyu ve insan hakları örgütlerine yapmış olduğumuz çağrılar üzerine hedef gösterildik. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) bizim kurmuş olduğumuz bir vakıf. TİHV Başkanı Şebnem Hanım’ın bir gazetede genel yayın yönetmenliği yapması bile tutuklama getirdi. Bölgede olan birçok yöneticimize davalar açıldı, cezaevlerine girdiler. Yaptığımız çalışmaların önü kesiliyor. Heyet olarak hiçbir yere sokulmuyoruz. Hazırladığımız hak ihlallerini izleme ve belgeleme olayı Saray’ı çok rahatsız etti.  Bundan kaynaklı kısa sürede karar vererek derneğimize denetleme kararı çıktı ve saat 10’dan itibaren derneğimize denetçi geldi.

30 yılı devirmiş, söylediğine itibar edilen bir derneğiz. Birçok yöneticimizi kaybettik, faili-i meçhul cinayetlerle öldürüldü, yöneticilerimiz cezaevlerinde yattı ama İHD’liler yılmadı. Daha önce öldürme ve cezaevlerine atmakla karşımıza çıkan durum, 90’lardaki durum gibi derneğimizi basarak, çalışamaz hale getirmeye çalışıyorlar ama İHD 32 şubesi olan ve ciddi insan hakları ihlallerini raporlaştıran bir kurum. Denetlenmekten korkmuyoruz.”

‘YÜKSEKOVA RAPORUNUN HAZIRLANDIĞI GÜNLERDE DENETÇİ GELMESİ MANİDAR’

26 Haziran İşkence Mücadele Günü olan bugünlerde İHD’ye yapılan denetçi baskının çok dikkat çekici olduğuna işaret eden Şengül, tarihin özel seçildiğini söyledi. Şengül, baskının Yüksekova raporunun hazırlandığı günlerde yapılmasının da manidar olduğunu ekledi.

Şengül sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Saray emir verdi, kulları uygulamaya çalışıyor ama İHD yılmadan, bıkmadan, usanmadan bu ülkede olan her faili meçhulün arkasından koşturacağız, sokaklarda olacağız.”

ERDOĞAN HEDEF GÖSTERMİŞTİ: BUNLARIN ÜZERİNE GİDİLMESİ LAZIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İHD’nin de aralarında yer aldığı bölgedeki hak ihlallerini raporlaştıran insan hakları örgütlerini, polislere yaptığı konuşmada,

"Ben elimde silahımla bombamla, patlayıcılarla, canlı bombalarla her türlü eylemi yapayım, devlet bana karışmasın! Böyle bir anlayış dünyanın neresinde var? Geçenlerde onların malum STK’larıymış… Bir araya gelmişler raporlar yayımlamışlar. Bu raporları yayımlayanların üzerine gidilmesi lazım. Neyin raporunu yayımlıyorsun?” sözleriyle hedef göstermişti.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı ve dünyaca ünlü tanınmış adli tıp uzmanı Şebnem Korur Fincancı da geçtiğimiz günlerde Özgür Gündem ile dayanışma kampanyasına katıldığı için ‘terör örgütü propagandası’ suçlamasıyla tutuklanmıştı.