'Çocuklar Duymasın'a Saray rejimi ayarı: Hafriyat kamyonu övücülüğü, 'Güçlü Türkiye' propagandası...

'Çocuklar Duymasın'a Saray rejimi ayarı: Hafriyat kamyonu övücülüğü, 'Güçlü Türkiye' propagandası...

Yeni versiyonuyla tekrar ekranlara gelmeye başlayan 'Çocuklar Duymasın'ın ilk bölümü, Saray rejiminin politik argümanlarına yer vermesiyle dikkat çekti. Dizide hafriyat kamyonlarının yarattığı sorunun işlendiği bir sahnede, AKP'nin kentsel dönüşüm politikalarının övülmesi tepki çekti.

İlk olarak 2002 yılında ekranlara gelen ve sonrasında kesintili bir süreçte çeşitli kanallarda yayınlanmaya devam eden 'Çocuklar Duymasın' adlı dizinin 7. sezonunun ilk bölümü geçtiğimiz hafta Kanal D'de yayınlandı. 

Birol Güven'in yapımcılığını üstlendiği dizinin yeni versiyonu daha ilk bölümünden tartışma yarattı. İlk bölümde, Tamer Karadağlı tarafından canlandırılan ve çevresindekilere yönelik asabi tavırlarıyla bilinen "Haluk" adlı karakterin bol bol AKP propragandası yapması dikkat çekti. 

YENİ REJİMİN 'ÇOCUKLAR DUYMASIN'I

Dizide "endişeli elitist Beyaz Türk" rolüne büründürülen bir karakterin "Bu ülkede yaşanmaz artık" şeklindeki ifadesine sinirlenen 'Haluk'un "Etrafı bu kadar düşmanlarla çevrili olup da aslanlar gibi ayakta duran kaç tane ülke var? Benim yanımda böyle konuşmalar yapmayın abi" şeklinde yanıt verdiği sahne, dizinin yeni versiyonuna çekilen Saray rejimi ayarının en dikkat çekici örneğiydi.

HAFRİYAT KAMYONU ÖVÜCÜLÜĞÜ

Dizinin ilk bölümünde en çok tepki çeken sahnelerden birinde ise "Haluk" adlı karakter üzerinden kentsel dönüşüme övgüler yağdırıldı. Söz konusu sahnede hafriyat kamyonlarının kentte yarattığı trafik terörüne tepki gösteren diğer karakterlere çkarşı çıkan "Haluk", AKP'nin inşaat politikalarına övgüler yağdırarak, "O hafriyat kamyonları olmadan kentsel dönüşüm nasıl olacak? İnşaat sektörü ne olacak? İnşaat sektörü durursa eğer kaç aile işsiz kalacak biliyor musunuz?" ifadelerini kullanıyor. 

AKP TİPİ KENTLEŞMENİN MEŞRULAŞTIRILMASI

AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte inşaat sektörü ekonominin lokomotifi haline getirilirken, kentsel dönüşümle birlikte kentler gayrimenkul tekellerinin oyun alanı haline getirildi. Kentsel dönüşümün yarattığı inşaat hareketliliğiyle kentlerin betona gömülmesi, geçtiğimiz hafta Salı günü İstanbul'da yaşandığı gibi sel felaketlerine davetşye çıkardı. 

Yoğun inşaat faaliyetleri sadece doğa üzerinde insan üzerinde de ciddi tahribat yarattı. İnşaat sektöründeki yoğun çalışma koşulları, yeterli önlemlerin alınmaması nedeniyle binlerce inşaat işçisinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Sadece son 2 ayda 78 inşaat işçisi hayatını kaybetti. 

HAFRİYAT KAMYONLARI ÖLÜM SAÇIYOR

Öte yandan dizide övülen hafriyat kamyonları da özellikle kentsel dönüşüm faaliyetlerinin en yoğun olduğu Kadıköy gibi yerlerde ölüm saçıyor. Sadece son 1 yılda İstanbul'da 25 yurttaşın hayatını kaybetmesine yol açtı. 

"YAŞANANLAR 'KENT SUÇU' KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMELİ"

Konuyla ilgili İleri'ye konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Gürkan Emre Gürcanlı, hafriyat kamyonlarının yarattığı sorunun merkezinde kentsel dönüşüm uygulamalarının olduğunu belirterek, "Mevcut ekonomi politikalarının merkezinde yer alan neredeyse bir yağmaya dönüşen süreçten ve plansız, programsız bir inşaat furyasından kaynaklanan bir bela ile karşı karşıyayız" dedi. Bu yaşananların "kent suçu" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten Gürcanlı, yalnızca trafik kazaları değil, çevreye saçılan tozlar ve özellikle de eski binalarda bulunan ve yönetmeliklere aykırı sökülen/kırılan asbestin halk sağlığına zararını vurguladı.

"ŞOFÖRLERİN SEFER BAŞINA ÜCRET ALMASI AŞIRI HIZA NEDEN OLUYOR"

Hafriyat kamyonlarının yarattığı terörün yoğun inşaat çalışmalarından kaynaklandığına vurgu yapan Gürcanlı, "Sefer başına ücret alan hafriyat kamyonları ve beton mikserleri aynı zamanda betonu donmadan yetiştirmek için şehir içinde hız yapıyor. Şoförler, o gün içinde belki bir sefer daha fazla yaparım diye ara sokaklarda dahi hızla yanımızdan geçiyor." ifadelerini kullandı. 

"GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMAMASI ÖLÜMLERE DAVETİYE ÇIKARIYOR"

Suçun yalnızca hafriyat kamyonu ve beton mikseri şoförlerine yıkılmasının da yanlış olduğunu belirten Gürcanlı, geçtiğimiz sene Yoğurtçu Parkı'nda 23 yaşındaki Şule İdil Dere'nin hayatını kaybettiği olaya dikkat çekerek, "Şule, yayalara tahsis edilmiş yolda yürürken, geri geri gelen bir hafriyat kamyonunun arkadan çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Yapı makinalarının çalıştığı, damperli kamyonların sürekli girip çıktığı böyle yerlerde uyarı levhaları, kırmızı ışık, bariyer, emniyet şeridi gibi hazırlıkların olmaması bu tip ölümlere davetiye çıkarıyor" dedi.

"SORUNUN KAYNAĞINDA PLANSIZ, PROGRAMSIZ KENTSEL DÖNÜŞÜM VAR"

Gürcanlı, sorunun kaynağında; ilçe ve Büyükşehir Belediyeleri'nin denetimsizliğinden, Trafik Genel Müdürlüğü'nün yeterli denetimleri yapmayıp ceza kesmemesine, kısa sürede rant elde etmek isteyen müteahhitlerden taşeron nakliyatçılara kadar pek çok boyutunun bulunduğunu, yaşanının özetle plansız, programsız kentsel dönüşümün acı dolu sonuçları olduğunu belirtti.