CHP Genel Başkan Yardımcısı Aksünger duruşma izlenimlerini İleri Haber için New York’tan aktardı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aksünger duruşma izlenimlerini İleri Haber için New York’tan aktardı

Sermayedar Reza Zarrab’ın ABD’de dolandırıcılık suçlamasıyla yargılandığı ve itiraflarda bulunduğu davayı takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger İleri Haber için duruşmaya ilişkin izlenimlerini aktardı. Davayı izleyen Aksünger, duruşmada yaşananları "Utanç verici, rezalet..." ifadeleriyle özetledi.

Meryem Yıldırım

ABD'de ‘bankacılık sahtekarlığı’, ‘kara para aklama’, ‘dolandırıcılık’ ve ‘İran'a yönelik yaptırımları delme’ suçlarından tutuklu yargılanan İran asıllı Türk vatandaşı sermayedar Reza Zarrab davası, skandal itiraflarla devam ediyor.

Zarrab’ın savcılık ile işbirliği yapmasının ardından ‘tanık’ olarak üçüncü kez hakim karşısına çıktığı dava, AKP’li bakanlara ve çok sayıda bürokrata uzanan rüşvet şebekesine ilişkin detaylı itiraflarla sürüyor. Şu an New York’ta duruşmayı takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, duruşmaya ilişkin bugünkü gözlemlerini İleri Haber için aktardı.

‘TÜRKİYE’DE BİRÇOK KURUM CİDDİ SORUNLARLA KARŞI KARŞIYA’

Aksünger’in ‘utanç verici’ olarak nitelediği davaya ilişkin izlenimlerinde, Türkiye’de birçok kurumun ciddi sorunlarla yüzleşeceğinin altını çizerek söze başladı. İlk olarak davanın ekonomik boyutunu anlatan Aksünger, “Buradaki mahkemeler daha önce birçok bankaya ceza kesmişler” diyerek, davada ismi geçen Ziraat Bankası ve Vakıfbank’a ilişkin şu bilgileri verdi:

ZİRAAT BANKASI 2013’TEN SONRA ABD’DEKİ ŞUBESİNİ KAPATMIŞ. PEKİ NEDEN?

“Ben daha önce soruşturma komisyonunun üyesi olarak da konuyu yakından incelemiştim. Halkbankası konusunda ciddi sorunlar var. Ama sanki Ziraat Bankası ve Vakıfbank konusunu ABD’nin kendisi takip ettiği görülüyor. Türkiye’deki davayla ilintili olarak söylemedikleri gibi bir durum var ortada. Çünkü Ziraat Bankası 2013’ten yani o dönemden sonra, buradaki şubesini kapatmış. Bu da akla “Neden kapattı?” şeklinde ciddi soru işaretleri getiriyor.

‘BU BANKALARI ABD KENDİSİ TAKİBE ALMIŞ’

“17 Aralık davasının içerisinde Ziraat Bankası ve Vakıfbank meselesi yoktu. Amerikan makamlarının ayrı bir takibinde olabilir. Ama sonuç itibariyle; utanç verici ve rezalet…”

‘UTANÇ VERİCİ, REZALET…’

Zarrab’ın anlattıklarının utanç verici olduğunu yineleyen Aksünger, rüşvet ve yolsuzluk skandalına ilişkin yapılan itiraflara “Bu adam tam bir ahlaksız” ifadeleriyle tepki gösterdi. Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla konusundaki duruşma gözlemlerini aktaran Aksünger şunları söyledi:

‘ATİLLA BİR EMİR KULU AMA ASLAN VE ÇAĞLAYAN ÜZERİNDEN DÖNEN BİR RÜŞVET ÇARKI VAR’

“Mehmet Hakan Atilla’nın şu ana kadar rüşvet aldığına dair bir iddia ortaya çıkmadı. Bu adam aslında bir emir kulu. Aksi bir şey çıkmadı. Ama Süleyman Aslan ve Zafer Çağlayan üzerinden dönen bir rüşvet çarkı meselesi var şu anda. Diğer isimleri de söylüyorlar zaten…”

CHP’li Aksünger gelinen noktanın hükümet açısından büyük bir rezalet olduğunu vurgulayarak, ortaya çıkan durumun Türkiye için ciddi sorunlar yaratacağını dile getirdi. Duruşmadaki izlenimlerinin sonuçlarına ilişkin değerlendirme yapan Aksünger, olumsuz ve kritik gelişmeler olduğunu belirterek şunları söyledi:

‘ULUSLARARASI MAKAMLARA GİDERSE…’

“Bunu uluslararası makamlara mal etmek, BM’ye götürme durumları olursa iş sıkıntıya girecek gibi gözüküyor. Ama seyir nereye gidecek çok kesin bir şey söylemek çok kolay değil. Çünkü her dakika farklı gelişmeler yaşanıyor. Bu yaşanan gelişmeler in de çok hayra- alamet görüşmeler olmadığı aşikar.”

“İşin içerisinde olanlar hükümetten insanlar” diyen Aksünger, jüri üyelerine ilişkin bir noktaya dikkat çekti:

‘JÜRİ ÜYELERİNİN DAVAYLA BAĞLARI VAR’

“Pazartesi günü jüri üyelerine gösterilenler sanık veya sanık listesi değil. Şöyle bir durum var: Jüri üyelerine “Bu kişileri tanıyorsanız tarafsızlığınızı yitirirsiniz” tarzında bir yaklaşım ile soruldu o liste. Bu şu demektir: Bunların bu davayla öyle ya da böyle bir illiyet bağı var. Burada kurumlar da var kişiler de. Amerikan bankası da var, Türk ve İran bankası da var. Altın şirketleri var. Bunların tanık veya sanık olduğunu söyleyemeyiz ama illiyet bağı olduğunu söyleyebiliriz.”

DENİZBANK, FİNANSBANK, GARANTİ BANKASI LİSTEDE…

Listede adı geçen Denizbank’ın bugün bir açıklama yaptığını hatırlattığımız Aksünger, “Denizbank’ın, Finanasbank’ın ve Garanti Bankası’nın da adı geçti” diyerek devam etti:

Zarrab’ın hesaplarının söz konusu bankalarda olduğunu söylediğini aktaran Aksünger, söz konusu bankaların yasalara, uluslararası kanunlara uygun olmayan konularda neler yaptığına ilişkin verilerin somutlaşmadığını, belirsizliğini koruduğunu ifade etti.

‘DAHA FLYNN DAVASI VAR…’

Davaya ilişkin ABD’deki atmosfere ilişkin gözlemlerini sorduğumuz Aksünger izlenimlerini şöyle paylaştı:

“Burada bir hukuki dava olarak görülüyor ve bunu ‘skandal’ olarak tanımıyorlar. Skandalın da daha çok büyüyeceği konusunda hem fikirler. Çünkü bunun dışında devam eden bir Flynn davası var. (*) Onun da Türkiye ile bağlantı meselesi var.”

Aksünger, Fynn davası ile birlikte düşünüldüğünde sorunların büyüyeceğini kaydetti.

FLYNN SORUŞTURMASI

(*) ABD'de, Rusya'nın son başkanlık seçimlerine müdahale edip etmediğine ilişkin yürütülen soruşturmada, Fethullah Gülen'in kaçırılarak AKP hükümetine teslim edilmesi karşılığında eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ve oğluna milyonlarca dolar teklif edildiği iddialarının incelendiği açıklanmıştı. Türkiye’nin Washington büyükelçiliği daha önce, Türkiye yetkililerinin Flynn ile görüştüklerini doğrulamış ancak toplantının içeriği hakkında yorum yapmayı reddetmişti.

Michael Flynn'in, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atanmadan önce Türkiye'nin Gülen'in iadesi konusu da dahil olmak üzere ABD'deki çıkarları için lobi faaliyeti yürüttüğü ortaya çıkmıştı. Flynn Mart ayında, geçen yıl Rusya'nın ABD Büyükelçisi ile yaptığı görüşmeler hakkında Başkan Yardımcısı Mike Pence ve diğer Beyaz Saray görevlilerine yanlış bilgi verdiği için görevi bırakmak zorunda kalmıştı. Sadece 24 gün görevde kalabilen Flynn ayrıca Türkiye ile ilişkileri konusunda da kimseye bilgi vermemişti.

Resmi kayıtlara göre Flynn'in şirketi Flynn Intel Group'a, "Türkiye Cumhuriyeti yararına olarak değerlendirilebilecek" faaliyetleri için 530 bin dolar ödenmiş. Flynn'in Türkiye adına yaptığı çalışmaların, yabancılar için lobi faaliyetlerini düzenleyen yasaları ihlal edip etmediğini incelenirken, Flynn'in Türkiye ve Rusya ile mali ilişkilerini gizlediği iddialarıyla ilgili olarak şu anda hem askeri, hem cezai soruşturmalar ve kongre soruşturması yürütülüyor. Bu ilişkilerin Başkan Trump'ın danışmanı olduğu dönemde kararlarını etkileyip etkilemediğine de bakılıyor.