Boşanmaların önlenmesi komisyonu raporu mecliste

Boşanmaların önlenmesi komisyonu raporu mecliste

Mecliste alt komisyona gönderilen 'Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu Raporu' görüşmelerinde, CHP ve HDP'li vekiller itiraz etti.

Evrensel'in haberine göre, Meclis İçişleri Komisyonunda müftülere nikah yetkisi veren tasarının görüşülüp tartışmalar üzerine alt komisyona gönderilmesinin ardından “Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu raporu” üzerine değerlendirmeler başladı. Bu görüşmeler sırasında da komisyonda bulunan CHP ve HDP’li milletvekillerinin itirazları dikkat çekti.

"UYGULAMALAR BAŞARILI İSE NEDEN BU KADAR KADIN VE ÇOCUK ŞİDDETE UĞRADI?"

Komisyonda konuşan CHP Milletvekili Fatma Hürriyet Kaplan: “Bütünsel bakış açısından uzak, kadını ötekileştiren, kız çocuklarını tecavüzcülerle evlenmenin kıyısına getiren bir rapor bu. Raporda sosyal olgulardan bahsedilmemiş, hatta raporun bir yerinde kadınların haklarını öğrenmeleri boşanmaları arttırıyor deniyor. Komisyona davet edilen Avukat Hülya Gülbahar hükümeti eleştirdiği gerekçesiyle şiddet yüklü dile maruz bırakıldı, toplantıdan kovuldu. Komisyonda görüşler özgürce ifade edilmedi. Raporun ilk 260 sayfasının yarısı AKP politikalarını, hükümet programı anlatıyor. Bu kadar başarılı uygulamalar vardı da neden bu kadar kadın ve çocuk şiddete uğradı” ifadelerini kullandı.

"BU, KADINLAR ŞİDDET GÖRMEYE DEVAM ETSİNLER DEMEKTİR"

HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş da konuşmasında “Belediyelere kayyum atandı, kadın merkezleri kapatıldı, kadın belediye başkanları tutuklandı, sığınaklar kapatıldı. İşte AKP’nin kadın politikasının örnekleri. Bugün kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran rapor konuşulurken, bir kadın vekilimizin vekilliği düşürüldü. Bu, kadınlar şiddet görmeye devam etsinler demektir” sözleriyle hükümetin kadın politikalarını eleştirdi.

ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLERİN ÖNÜNE GEÇMEK İSTİYORUZ

Çocuk yaşta evliliklerin önüne geçmek için çalışmalar yaptıklarını ifade eden Kaya, çocuk yaşta evliliklerin yüksek olduğu 8 il için özel bir saha çalışması ve özel uygulamalar yaptıklarını söyledi. Kaya, çocuklara yönelik politikalarının da aile bütünlüğünü koruma merkezli olduğunu öne sürdü.

"CEZA İNDİRİMİ UYGULANMAMALI"

Mecliste MHP adına konuşan Aydın milletvekili Deniz Depboylu, Kadına yönelik suçlarda sıkça uygulandığı için tepkilere neden olan ceza indirimlerine karşı çıktı. Depboylu önerilerini şöyle anlattı: Şiddet uygulayanlara ve istismar suçu işleyenlere o ya da bu sebeple ceza indirimine gidilmemelidir. Şiddet suçlularının tamamına tedavi ve rehabilitasyon şartı getirilmelidir. Bu, sadece mağduru korumayacak, suçluyu da stabilize edecek, onun da yaşamına değer katılacaktır. Acil yardım numaraları tek bir sistem altında birleştirilmelidir.

AYM'NİN KARARI ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLERİN ÖNÜNÜ AÇTI

Çocuk yaşta evliliklere ilişkin de konuşan Depboylu, “Çocuk yaşta evlilikle ilgili titizlikle çalışılmalıdır. Bu evliliklerde şiddetin daha çok olduğu biliniyor. Çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarının şiddet nedeniyle eşlerini haklı görme eğilimi olabilir. O yaştaki çocuğun korku ve utanma duyguları nedeniyle suç gizli kalabilir. TÜİK sadece resmi nikah kayıtlarına bakarak istatistik tutuyor, oysa çocuklar resmi olmayan yollarla evlendiriliyorlar. Çocuk yaşta evlilikleri yeniden ele almamız gerek. Çocuk yaşta evliliklerde tarafların ikisi de 15 yaşında ya da küçükse, sorumluluk ailelerindir, cezai sorumluluk da onlarındır. 15-18 yaş arasında eğitimleri yarım kaldığında ne yapacağız? Çocuk yaş evlilikleriyle ilgili çok önemli bir sorun raporda gözden kaçtı. AYM’nin resmi nikahtan önce dini nikahı serbestleştiren kararı çocuk yaş evliliklerin ve çoklu evliliklerin önünü açtı. AYM’nin bu kararının ve bu uygulamanın gözden geçirilmesi gerekmektedir. Erken yaş evlilikleri hiç de öyle bahsedildiği kadar az değil. Kars, Ardahan, Iğdır'da çocuk yaşta doğum oranı Türkiye ortalamasının çok üstünde” dedi. 
Depboylu diğer önerilerini de şöyle dile getirdi: “Ailelerin yapısının bozulmasına neden olan bağımlılık yapan maddelerle ilgili önlemler alınmalı. Bağımlılık danışmanlığı merkezleri hizmete açılmalı. Aile bütünlüğünde eş durumu tayinleri önündeki engeller kaldırılmalı.” ifadelerini kullandı.

"BOŞANMA ORANLARININ YÜKSEK OLDUĞU İDDİASI DOĞRU DEĞİLDİR"

HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, Besime Konca’nın vekilliğinin düşürülmesini bir hukuksuzluk olarak değerlendirerek “AKP zihniyetinin ne olduğunu gözler önüne sermiştir” diyerek konuşmasına başladı.
Ocak 2016’da kurulan ve 4 ay çalışan komisyonunun raporunun 1.5 yıl sonra Meclis Genel Kuruluna gelmesini “handikap” olarak değerlendiren İrmez, “Bu gecikme, kadına yönelik şiddetle ilgili hiçbir adımın atılmadığını gösteriyor” dedi. 

Komisyon çalışmalarına değinen İrmez, “Muhalefetin önerdiği isimler komisyona davet edilmedi, komisyonun çalışmalarına katkı vermemizin önüne geçildi. Bu, tahakkümcü AKP zihniyetinin bir tezahürüdür. Bu rapor aile kurumunun kuru kuruya yüceltilmesinin bir belgesi niteliğindedir. Boşanma oranlarının yüksek olduğu iddiası doğru değildir. İlgili araştırmalar da bu iddiayı çürütüyor. Boşanmak da evlenmek kadar bireyin insan hakkıdır." dedi.

"KONU SADECE FİZİKSEL ŞİDDETE SIKIŞTIRILIYOR"

Kadına yönelik şiddetin boşanmalarda temel neden olduğunu vurgulayan İrmez, “Maalesef insanlar sadece savaş zamanlarında şiddet görmüyor. Eğer kadınlar ve çocuk yaştaki genç kızlar şiddetin her türlüsüne maruz kalıyorsa bu cinsiyet temelli bir nefret suçu ve savaşıdır. Boşanmalara asıl kaynaklık eden, kadına şiddet, erkek tarafından uygulanan şiddettir. Kadınların özellikle aile içinde evlilik içinde gördüğü çeşitli şiddet türleri görmezden gelinerek konu sadece fiziksel şiddete sıkıştırılıyor. Aile içindeki iktidar ilişkilerini, kadın erkek eşitsizliğini gizleyerek ailenin ne şartta olursa olsun korunmasını sağlamak ciddi bir anlayış sorunudur. Şiddet içeren bir evliliğin çocukların yararı adına sürdürülmesinin teşvik edilmesi Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırıdır” şeklinde konuştu.

"KADINLAR EVLİLİĞE MAHKUM EDİLİYOR"

Kadınların maddi olanaklarının kendi yaşamlarını kendi başlarına sürdürmeye olanak tanımadığına dikkat çeken İrmez, kadınların evliliğe mahkum edildiğini söyledi: “Boşanmak isteyen kadınlar sosyal ve ekonomik güvenceden yoksul kalacakları için de boşanmaktan alıkonulabiliyorlar. Kadınlar kendi yaşamlarını idame ettirecek olanaklara sahip değildir. Devlet ve özel işyerleri yaygın, ücretsiz, nitelikli çocuk bakım hizmeti sunmadığı için kadınlar kazandıklarıyla çocuklarının bakımını bile sağlayamıyor. Kadınlar evliliğe mahkum ediliyor. Kadın dayanışmasını esas alan, kadınları güçlendirici mekanizmalar olmadığı için devlet kadınların kötü muameleye maruz kaldığı evliliklere sıkışmasına neden olmaktadır. Devlet kadınların kötü muameleye maruz kaldığı evliliklere sıkışmasına neden olmaktadır. Türkiye'de eşi vefat eden kadınlarla boşanmış kadınlar aynı zorluklarla baş etmeye çalışırken boşanmış kadınlar eşi vefat eden kadınların sosyal destek olanaklarından yararlanamıyorlar. Aile kurumu adeta ulus devlet sisteminin mikro bir prototipi haline getiriliyor. Yapılması gereken kadınların aile içindeki siyasal, sosyal, tüm açılardan güçlendirilmesidir.” 

BOŞANMALARIN ÖNLENMESİ KOMİSYON KARARLARINA NELER VAR?

* Rapor, çocuk istismarcısının tecavüz ettiği çocukla 5 yıl boyunca “sorunsuz” ve “başarılı” bir evlilik sürdürmesi halinde denetimli serbestlikten yararlanmasını öneriyor.

* Rapor cinsel saldırı, cinsel istismar ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında hadım uygulanmasını öneriyor.

* Rapor, yasada kesin olarak yasak olmasına rağmen, boşanma davalarında ve şiddet durumunda uzlaşma ve arabuluculuk yöntemi kullanılmasını öneriyor.

* Rapor, karakolların kapılarının mesai saatleri içerisinde şiddete maruz kalan kadınlara kapatılmasını öneriyor.

* Rapor, şiddet durumunda kadına verilecek tedbir sürelerinin “Kadınlar tarafından kötü kullanıldığı” ve “Erkeklerin mağdur edildiği” iddiasına dayanarak, en fazla 15 gün olarak kısaltılmasını öneriyor. Üstelik, bu karar, kadının “belge ve delil sunması” koşuluna bağlanıyor.

* “Aile mahremiyetinin korunması” bahanesiyle, aile hukukuna ilişkin tüm davalarda duruşmaların gizli yapılmasını öneriyor. Esas olarak kadın örgütlerini sürecin dışında bırakmak, kadınları yalnızlaştırmak ve zorunlu ara buluculuğa giden yolu açmak için bu öneriyi yapıyor.

* Rapor, kadınların nafaka hakkını evlilik süresi ile bağlantılandırarak kısıtlıyor. “Boşanırsam nasıl yaşayacağım” diye düşünecek kadınları boşanmadan caydırmaya çalışıyor.

* Nafaka kısıtlamasıyla yetinmeyen Komisyon, kadınların, 1-2 yıl içerisinde mal paylaşımı davası açmazlarsa eğer, haklarını tümüyle kaybedecekleri yeni bir düzenleme öneriyor.

* Rapor ilahiyatçıların aile danışmanı olarak görevlendirilmesini öneriyor.

Bu rapor kadınların büyük tepkisini çekmiş, kadınlar tüm Türkiye’de sokak eylemleriyle komisyon raporunun geri çekilmesini talep etmişler ve “haklarımızı gasp ettirmeyeceğiz” demişlerdi.