Bitcoin: Sözde isyancıların sistemin payandası olmaları

Bitcoin: Sözde isyancıların sistemin payandası olmaları

"Kripto para birimleri ile beslenen block-chain teknolojisinin para ekonomisi için gelecek vaat eden devrimsel bir gelişme olduğu kabul edilse bile ısrarla vurgulanması gereken nokta şudur: Bu teknolojinin kimin hizmetinde olacağı yeni tasarlanan rafine edilmiş para sistemi ile değil, tam aksine siyasi kavga ile belirlenecektir. Bu gerçeği birçok kimse kabul etmek istemese bile bu güç bugün gayet sabit bir biçimde finans elitinin elindedir. Bu nedenle finans eliti eline geçen her şey gibi Bitcoin ile de ne dilerse onu yapmakta, yeni teknolojiyi keyfince kendi çıkarlarına tabi kılmaktadır."

Çeviri: Özer Erdin

Dünyanın en büyük borsalarından biri olan Chiago Board Options Exchange, geçen hafta pazartesi günü Bitcoin Futures ile yapılan ticarete açıldı. Böylece herhangi bir merkez bankası veya resmi kuruluş ile ilişiği olmayan elektronik para birimi Bitcoin kendi tarihinde ciddi bir mesafe kat etmiş oldu.

Sermaye piyasası türev ürünlerinden sayılan Bitcoin Futures, kur gelişiminde geleceğin bahis araçlarından başka bir şey değildir. Türev ürünleri ise ulusal ekonomik düzlemde hiçbir mantıklı işlev içermedikleri gibi sadece borsa spekülatörlerini zenginleştirmeye yararlar. Ayrıca yine bu türev ürünleri yüzünden küresel finans sistemi 1998 ve 2008’de olmak üzere iki kez uçurumun eşiğine getirilmiştir. Politikacıların vermiş oldukları tüm sözlere rağmen şimdiye kadar türev ürünlerinin önlenmesine karşı hiçbir girişimde bulunulmamıştır. Tam aksine Bitcoin Futures’ün işleme sokulması örneğinde olduğu gibi tehlike arz eden bu uygulamaya göz yumulmuştur. Başka bir deyişle Bitcoin bundan böyle adına borsa denen küresel finans kumarhanesinde işlem görecektir.

Küresel finans sistemi 2008’den beri merkez bankaları tarafından yaratılan çok büyük miktarda meblağlar ile ayakta tutulmaktadır. Bu nedenle geçtiğimiz yıllarda tahvil, hisse senetleri ve gayrimenkul piyasalarında her an patlamaya hazır balonlar ortaya çıktı; fakat hepsinden de önemlisi tarihsel olarak şimdiye dek görülmemiş bir borç dağı oluştu. Bu borç dağının yükünü karşılayabilmek için faiz oranları sürekli aşağı çekildi. Öyle ki bu aşağı çekme işlevi tehlikeli alanlara kadar sirayet etti. Söz konusu uygulama bir yandan kredi verme üzerine kurulmuş klasik banka ticaretine dahi zarar verirken, diğer yandan kontrol edilemeyen enflasyon oranlarının ortaya çıkmasına neden oldu. Bu nedenle merkez bankaları şu sıralar faiz oranlarını yeniden arttırmak için çabalamaktadırlar. Ancak küresel borçların ulaştığı tarihsel rekor seviyesi hesaba katılacak olursa, bu oldukça riskli bir girişim.

Böylesine zor bir durumda Bitcoin denen bu yutturmaca finans sisteminin çok işine yarıyor. Şöyle ki; büyük miktarda meblağlar başka pazarlardan çekiliyor ve kriz durumu sadece bir süreliğine yatıştırılmış oluyor. Ayrıca büyük yatırımcılara da kısa bir zaman zarfında yüksek spekülasyon kazançları sağlanmasının yanında faiz arttırımı ile onlara zararlarını karşılayabilecekleri bir imkan tanınmış oluyor; fakat daha da önemlisi bu yutturmaca sayesinde Bitcoin balonu yatırımcıların istediği gibi her an patlatılabiliyor. Hatta şimdiden büyük miktarda Bitcoin, sayıları pek az olan yatırımcının elinde bulunuyor. Bu bir eğilimdir ve görünür gelecekte artarak devam edecektir. Buna ek olarak spekülasyon işi tecrübeli borsa profesyonellerinin elinde olduğundan, bu borsacılar tüm endeksleri geri çekecekler ve bu sayede güç toplayarak, deyim yerindeyse, kazı kesimden önce besleyeceklerdir. Elbette buradaki püf nokta çok sayıda tecrübesiz yatırımcıyı işin içine çekmektir. Bu işlem de zaten halihazırda bekleyen ana akım medya ile mükemmel bir biçimde başarıya ulaşmaktadır; çünkü, finans sisteminin tarihinde gördüğü en büyük kandırmaca Bitcoin sarhoşluğunda saklıdır.

Öte yandan Bitcoin yanlıları ürünlerinin bir para birimi için her türlü şartı karşıladığını öne sürüyorlar. Ancak Bitcoin’de eksik olan en önemli şey onun gerçek değeri temsil etmemesidir. Gerçi bugün içinde yaşadığımız dünyada hiçbir para birimi gerçek değerini temsil etmemektedir. Oysa bu durum önceden böyle değildi. Değerli bir metale endeksli olan her para birimi gerçek değerini yansıtmaktaydı. Amerika Birleşik Devletleri bu sistemi 1971 yılında Bretton-Woods Sistemi’nin[1] çökmesi ile birlikte değiştirerek ABD Dolarını ve ona bağlı tüm para birimlerini altından ayırdı. Böylece parasal yönden başlayan yeni bir çağ ile birlikte finans sektörü patladı ve dünya bugünün küresel finans kumarhanesine dönüştü. Kısaca Bitcoin hiçbir değerle örtülü olmayan ilk ‘Fiat para birimi[2]’ olarak dolaşıma sokulmuş oldu. Bu gelişme şunu göstermektedir: Kripto para birimi yanlıları her defasında hiçbir merkeze bağlı olmadığını iddia ettikleri sözde para birimlerinin demokratik olduğunu ve dünya banka sistemine son vereceğini söylemekte ısrarcı olabilmektedirler. Bu ısrarın en önemli nedeni dünyadaki gelişmeleri tarihsel süreç içinde incelememiş olmaları ve bundan dolayı büyük yanlışlara düşüyor olmalarıdır. Bu insanlar daima mevcut güç ilişkilerini siyasi kavga vermeksizin teknik inovasyon yardımı ile değiştireceklerini zannederler. Ancak egemen finans eliti en önemli kozu olan ticari bankalar ve merkez bankalarından kurulu para pompalamaya dayalı monopolü asla kavgaya girişmeden teslim etmeyeceği için teknik inovasyona bağlı değişim umudu kesinlikle mümkün olmayacaktır. Hatta kripto para birimleri ile beslenen block-chain[3] teknolojisinin para ekonomisi için gelecek vaat eden devrimsel bir gelişme olduğu kabul edilse bile ısrarla vurgulanması gereken nokta şudur: Bu teknolojinin kimin hizmetinde olacağı yeni tasarlanan rafine edilmiş para sistemi ile değil, tam aksine siyasi kavga ile belirlenecektir. Bu gerçeği birçok kimse kabul etmek istemese bile bu güç bugün gayet sabit bir biçimde finans elitinin elindedir. Bu nedenle finans eliti eline geçen her şey gibi Bitcoin ile de ne dilerse onu yapmakta, yeni teknolojiyi keyfince kendi çıkarlarına tabi kılmaktadır.  

Kaynak: Ernst Wolff, Linke Zeitung


[1] Bretton Woods ABD’nin New Hamhire eyaletinde küçük bir kasabadır. Bu kasabada 1944 yılında II. Dünya Savaşı sonrasında uygulanacak yeni parasal sistemin kurulması için anlaşma yapılmıştır. Anlaşmanın en önemli sonucu IMF ve Dünya Bankası’nın kurulması ile dünyada ayarlanabilir kur sistemine geçilmesidir. Bu anlaşma ile ayrıca diğer ülkelerin para birimleri dolara endekslenmiştir. Dolar ise başka bir ülke para birimi yerine altına bağlanmıştır. Sovyetler Birliği konferansa katılmış olup anlaşmayı kabul etmemiştir. 

[2] Fiat para hukuki ve iktisadi mesnedini siyasi iktidarın kuvvetinden alan bir ödeme vasıtasıdır. Latince ‘olsun’ anlamına gelen Fiat paranın altın ve gümüş gibi değerli metallerde karşılığı yoktur.

[3] İşlemlerin direkt alıcı ve satıcı arasında yapılabilmesini sağlayan şifrelenmiş işlem takibi sistemi. startuphukuku.com/blockchain-nedir/

DAHA FAZLA