Bilal Erdoğan'ın katıldığı ‘evet’ toplantısına götürülen öğrenciler İzmir Marşı'yla okulu terk etti

Bilal Erdoğan'ın katıldığı ‘evet’ toplantısına götürülen öğrenciler İzmir Marşı'yla okulu terk etti

Bilal Erdoğan'ın katıldığı ‘evet’ toplantısına götürülen öğrencilerin İzmir Marşı'yla okulu terk ettiği bildirildi.

Bilal Erdoğan’ın konuşmacı olarak katıldığı, “Yeni Nesil, Yeni Anayasa” konulu panele götürülen öğrenciler, toplantının içeriğini öğrenince salonu terk etti.  

Evrensel'in haberine görei okula dönen ve hep bir ağızdan İzmir Marşı'nı okuyarak okul idaresine tepki gösteren öğrenciler, bu sefer de okul içinde siyaset yaptıkları gerekçesi ile haklarında yasal işlem başlatılmakla tehdit edildi.   

Nereye götürüldükleri söylenmeyen 12. sınıftaki 120 dolayındaki Dündar Çiloğlu Anadolu Lisesi öğrencisi konferansın içeriğini öğrenince içeri girmek istemedi.

Öğrenciler olayı şöyle anlatı: “Okul Müdürü, Milli Eğitimden bir yazı geldiğini söyleyerek öğrencilerin bir konferansa götürüleceğini söyledi. Gideceğimiz yere otobüs dahi tutmadan bizi apar topar yürüttüler. Nereye gittiğimizi sorduğumuzda cevap vermediler. Salona gittiğimizde kızları ve erkekleri ayrı ayrı aldılar salona,yanyana oturtmadılar. Konferansın içeriğini öğrenince hepimiz çıkmak istedik.

Çoğumuz çıktık fakat öğretmenlerimizin büyük tepkileri ile karşılaştık. Kapıdaki görevli ablalar bizi çıkartmak istemedi.  Arkada kalan öğrenciler Bilal Erdoğan geleceği için salondan dışarı çıkamadılar. Biz okulumuza geri döndük. Okul müdürümüze tepkimizi göstermek için hep bir ağızdan marş okuduğumuz için tehdit edildik. Okul içinde İzmir Marşı söylemek siyaset yapmakmış. Hakkımızda yasal işlem başlatılmış”.

Öğrenciler, okul saati içinde böyle bir konferansa götürüldükten sonra İzmir Marşı gibi hiçbir siyasi partiyle doğrudan ilgisi olmayan bir marşı söyledikleri için bu şekilde tepki almalarının komik olduğunu belirtti. 

Bilal Erdoğan ise etkinlikteki konuşmasında, başkanlık sistemini övmeye çalışarak, "Belediye başkanını seçiyoruz. Memnun kalmasak ne yapıyoruz 5 yıl sonra o belediye başkanını daha iyi yöneteceğine inandığımız başka bir adayla değiştirme imkanı yakalıyoruz. Bizim parlamenter olduğu iddia edilen bir sistemiz vardı. Bu sistemde sözüm ona yasama ile yürütme kuvvetler ayrılığı ilkesine bağlı olarak birbirini denetleyen pozisyonlardaydı. Bu bize anlatılan ve benim bir kandırmaca olduğunu düşündüğüm yasama ile yürütmeyi seçmek için vatandaş tek pusulada tek oy kullanmak durumundaydı. Tek oy kullanıyorsun da o zaman vatandaş nasıl yasama ile yürütmenin birbirini dengelemesini temin edecek. Bu tek oy olması sizce kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun muydu. Kesinlikle değildi. Bu Türkiye’nin parlamenter sistemle yönetildiği kandırmacısının en önemli göstergelerinden bir tanesiydi." dedi.