Berkin Elvan davası ertelendi: Açıkça devlet eliyle işlenmiş bir cinayettir

Berkin Elvan davası ertelendi: Açıkça devlet eliyle işlenmiş bir cinayettir

Berkin Elvan davasının 5'inci duruşması bugün görüldü. Duruşma öncesi adliye önünde yapılan açıklamada, "Bizler, hem tetiği çeken elin hem de emri verenin hesap vermesini istiyoruz" denildi.

Röportaj: Süha Küçük

Haziran Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeği ile hayatını kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın davasının 5'inci duruşması Çağlayan Adliyesi’nde görüldü. Duruşma sonunda dava 10 Mayıs'a ertelenirken, duruşmayla ilgili bir açıklama yapan Berkin'in babası Sami Elvan, tanık polislerin sanığı gayet iyi tanıdığını ancak korumak için tanımadıklarını ifade ettiklerini belirterek, "Katilin kim olduğu çok açık ortadadır" dedi.

'DEVLET ELİYLE İŞLENMİŞ BİR CİNAYETTİR'

Avukat Çiğdem Akbulut da duruşmayla ilgili şunları söyledi:

"Bugünkü duruşmayla ilgili ne yazık ki güzel haberler veremiyoruz. Bugün yine katilllerin ve emir verenlerin korunduğunu gördük. Emniyet teşkilatı tarafından, devlet tarafından korunuyorlar. Zira polis tanıkların kendi arkadaşlarını tanımama gibi bir durum söz konusu olamaz. Bir hazırlık olduğunu görüyoruz. Başından beri söylediğimiz şeyler gerçekleşiyor. Katilin polis teşkilatında hala çalışıyor olması bir yanlış, sanık olması gereken polislerin tanık olarak dinlenmesi bir başka yanlış. Çünkü biz biliyoruz ki olay yerinde birkaç polis var ve belki de bugün tanık olarak dinlediğimiz polislerden bazıları da Berkin'i katledenlerdendi. Ama görüntüler çok kötü olduğu için SEG-BİS ile bağlanıldığı için net olarak teşhis edemiyoruz. Açıkça görüldüğü üzere devlet eliyle işlenmiş bir cinayet var ve hala devlet eliyle katiller korunuyor."


DURUŞMADA DAKİKA DAKİKA NELER YAŞANDI?

18.42

Mahkeme heyeti ara kararını verdi. Kararda, tanık polislerin dinlenmesi için talimat yazılmasına karar verildi. Heyet ayrıca, Jandarma Kriminal Bürosu'na rapor aldırılması için yazılan müzekkerenin beklenmesine ve sanığın tutuklanması yönündeki talebe daha önceden karar verildiği için yeniden karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Duruşma 10 Mayıs'a ertelendi.

18.10

Sami Elvan sanık müdafilerine dönerek, "Bizleri tahrik etmeyi bırakın. İnsanlığı savunun. O katil gelip bizim karşımızda ifade verecek. Benim başka talebim yoktur." dedi.

18.07

Tanık ifadelerinin ardından avukatlar Can Atalay ve  Çiğdem Akbulut söz aldı.

Can Atalay, "Tanığın ilk beyanı 'geç kalktım', 2'inci beyanı 'hastaydım göreve gitmedim'. Bütün izinlerin iptal edildiği bir zamanda rapor vs. olmadan bizi buna ikna edemez. Amirler Hanbaloğlu ve Yusuf Uyanık artık dinlenmedir. Tanık beyanları da alınmıştır. Huzurda dinlenmelidirler. 5 tane maytap bu çocuğun cebinden çıkmış olsa katli vacip midir? Tam olarak bir algı oluşturuluyor." dedi.

Akbulut ise "Tanıklar Asaf ve Deniz’in beyanları daha bu dosyayla ilgili bir görüntü yayınlanmamışken verilmiş ifadeler. Kriminal büroda yapılan çalışmalar 5 sene sonra ifadeleri doğruladı. Sanık müdafilerinin 'asla dayanılamaz' demesi kabul edilemez. Bugün tanık polisler üniformalı sanığı tanıdılar ancak bugünkü fotoğraflarından tanıyamadılar. Bizde burada SEG-BİS'ten hiçbir şekilde göremiyoruz. Bir kez daha Dalgalı’nın duruşmaya muhakkak getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz."

16.00

Duruşma 'tanık' polislerin ifadeleri ile sürdü.

Tanık polis Cengiz Çağlar: Olay günü göreve geç kalmam sebebi ile grup şefi Yusuf Uyanık’ın talimatı ile şubede hazır kuvvet olarak bekledim. Grup amirimiz Enver Turan’dı. Fatih Dalgalı’yı tanırım 5-6 ay beraber çalıştık. Görüntüleri izledim burada ama çıkartamadım.

Tanık polis Erkan Pektaş: Grup şefimiz Yusuf Uyanık olabilir, Fatih Dalgalı ile grupta 1 sene beraber çalıştık, grubun gazcılarındandır. Okmeydanı'nda görev yapmışızdır evet. Görüntüleri izledim görüntüler net olmadığı için çıkartamadım. 

POLİSLER TEK AĞIZ: 'HATIRLAMIYORUM'

15.30

Tanık Polis Emrah Karaburç: Fatih Dalgalı' yı tanırım, o zamanki grup şefimiz Mesut Çiftçi ve Yusuf’tu. Fatih Dalgalı gazcıydı. Yüzünü net göremiyorum, çıkartamıyorum, Fatih’in ilk başta sargısı yoktu, sonrasında da öyle bir olay ile karşılaşmadım.

Tanık polis Serkan Mızrak Biz alt devreydik kalkancıydım, Fatih Dalgalı ile kısa süreli çalıştık, ne görev yaptığını hatırlamıyorum. Grup şefini de hatırlamıyorum. Ben olay gününe dair hiçbir şey hatırlamıyorum. Bölgeyi de hatırlamıyorum.

Tanık polis Ertuğrul: 'Robocop' olarak görevliydim. Grubumuzun şefini hatırlamıyorum. Grup amiri Enver Turan vardı bize mi bakıyordu hatırlamıyorum. Okmeydanında bir okul bahçesindeydik.

Tanık polis Ertuğrul Akça: Fatih Dalgalı ile aynı grupta çalışıyorduk. 4 no.lu görüntü izletildi, görüntülerden teşhis edemedim. İzlediğim kadarıyla Fatih Dalgalı bence değil net değil.

Tanık polis Yahya Taş: Grubun kalkancılarındandım, grup şefini Bekir olarak hatırlıyorum. Fatih Dalgalı’yı hatırlamıyorum.

Tanık polis Mehmet Çimen: Fatih Dalgalı'yı hatırlıyorum, grup gazcısıydı. Ben hastaydım, Okmeydanı’na hiç gitmedim o gün. Çok net seçemiyorum ama görüntülerde çevik kuvvetin özel tim tshirt'ü var.

Tanık polis Serkan Mızrak: Biz alt devreydik kalkancıydım, Fatih Dalgalı ile kısa süreli çalıştık, ne görev yaptığını hatırlamıyorum. Grup şefini de hatırlamıyorum. Ben olay gününe dair hiçbir şey hatırlamıyorum. Bölgeyi de hatırlamıyorum.

Güncelleme 14.30

Verilen aranın ardından duruşma tekrar başladı.

Tanık polis Mesut Çiftçi Diyarbakır'dan SEGBİS'le bağlandı:

Evet ben araç koruma olarak o grupta çalıştım. Fatih Dalgalı ile aynı grupta görev yaptık, 2-2,5 sene beraber çalıştık. Grubun gazcı personeli sabit değildir.

Gezi Olaylarında günübirlik değişen görevlerdi. Gaz fişeği devamlı gazcıda durmazdı.

Telefonlarımıza mesaj geldi, Okmeydanı’na geçtik. Olayın olduğu gün bayağı gezindik 14-15 saat görev yaptık. Olayın olduğu yeri bilmiyorum. Oraya ekip girmedi. Biz 50 metre arkada bekleriz arada zırhlı araç bulunur. Görüntülerden ZET silahını kimin kullandığını çıkartamadım.

(4 no.lu görüntüyü izledikten sonra) Öndeki kolu sargılı kişiyi Fatih Dalgalı'ya benzettim. Gaz maskesinden dolayı çok emin değilim, simasını Fatih Dalgalı’ya benzetiyorum. Ben buradan sizin gördüğünüzden daha ufak görüyorum, teşhis yapamıyorum.

Tanık polis Şükrü Ersoy: Birlikte kalkancı olarak görev yaptığım doğrudur. Fatih Dalgalı’yı tanıyorum, özel timden geldi, gazcı diye hatırlıyorum.

12.30

BERKİN 'ANNE' DİYE BAĞIRDI

Tanık Sunay Yıldız: Olay günü 16 hazirandı. Ara sokaklardan çalıştığım yere giderken Berkinler'in evinin ordan geçiyordum. Saat sabah 7'ydi. Berkin'i gördüm nereye gidiyorsun dedim, 'ekmek almaya' dedi. Birlikte gidelim açık yer yoktur dedim.

Sokaktan yukarı doğru bakınca polisleri gördük. Berkin de cocuk olduğu için merak etti. Sadece eylemciler değil tüm halk sokaktaydı. Her yer gaz fişeğiydi. Biz geri çekilirken Berkin de merak edip sokaktan yukarı bakmak icin kafasını uzattığı anda vuruldu.

Çok yakındık aramızda mesafe yoktu. Vurulduğunda gaz fişeği ensesine yapıştı. Berkin 'anne' diye bağırdı ve ensesindeki fişeği eliyle yere attı. Sendeledi. Sonra yarım adım koşa koşa aşağıya doğru indi. Aşağıya doğru koştuğunda ben de peşinden gittim.

Sağlık ocağının orada çocuk iyice tuhaf oldu. Durumu kötüydü. Esnafın minibüsüyle Berkin'i hastaneye götürdük. Arabada giderken Berkin kustu.

Duruşmaya ara verildi.

12.00

Tanık Özgür Karagöz: Berkin vurulduktan sonra bilincini yokladık. Elimize pamuk aldık tampon yaptık. Ateş edilme anını gördüm. Marketin önünden ateş ediyordu polisler. Sarışın biri vardı. Büyük ihtimalle amirdi. Berkin'in vurulduğu yer karışımdaydı.

Berkin vurulduğu anda geri çekildiğini gördüm. Saglık ocağına doğru koştuk. Kafasına tampon yaptık.

O gün gördügüm polisler bu görüntülerdeki kolunda bandaj olan ve önde yüzü açık olan polisleri anımsatıyor.

TANIK PARLAK POLİSİ TEŞHİS ETTİ

Tanık Denizcan Parlak Berkin'i vuran polisi teşhis etti.

Sabah 07.00 sularında biz sokaktaydık. Olay yerinde 3-4 polis vardı ve 2’si gaz fişeği ile ateş ediyordu. O sırada sokağa Berkin geldi ve gelir gelmez de vuruldu. Kafamı çevirdiğimde Berkin’in kafasına gaz fişeği isabet etmişti. Berkin kafasına vura vura koşmaya başladı biz de peşinden koşmaya başladık. O sabah saat 05.00’dan 07.00’a kadar 3 tane gaz fişeği atmışlardı. Berkin vurulur vurulmaz 8 tane gaz fişeği atıldı peş peşe. Öldürmek için attılar her yer beyazdı, gaz bulutu içinde koştuk. Yoldan araba durdurduk ve Berkin’i hastaneye götürdüler. Biz Berkin’in vurulduğu yere çocuğu vurdunuz diye geri döndük. Berkin’i vuran polis, arkadaşımız Asaf’ı da dizinden vurdu. Ben aşırı kinlendim ellerimi kaldırdım ve insanları vuruyorsunuz dedim o sırada Fatih Dalgalı ile aramızda tartışma oldu yüzünü net bir şekilde görebildim.

Parlak, olay anına ilişkin izletilen görüntülerden sanık polis Fatih Dalgalı’yı teşhis etti. Bu sırada fenalaşan Gülsüm anne,"Dayanamıyorum, yıllar geçti oğlumu vuran katil başkalarını öldürüyor. Evladınız yok mu sizin? 14 yaşında bir çocuk 16 kiloya düştü. 16 kilo hepinize ağır geldi" diye haykırdı. 

11.50

Tanık Denizcan Parlak: Ben 5-6 kişilik grubun içindeydim. Polisler yukarıdaydı. Sonra Berkin geldi yanımıza. Gelmesiyle vurulması bir oldu. Berkin aşağıya doğru koştu. Gördüğümüzde titriyor ve kusuyordu. Bir minibüsle hasyaneye götürüldü. Bizi öldürmek için gaz atıyorlardı.

'EKMEK ALMAYA GİDECEĞİM'

Tanık Asaf Eşgünoğlu: Yukarıda polisler vardı. Biz aşağıda slogan atıyorduk. Sonra Berkin gelmiş. Arkadaşları kafanı çıkarma diye uyarmış. O da ekmek almaya gideceğim demiş tam o sırada pat sesi geldi. Berkin yere düştü sonra kalkıp aşağıya doğru koştu. Arkadaşları da peşinden

11.40

Tanık hastane gorevlisi Cemal Aksoy: Berkin getirildiğinde tişörtü, pantolonu kanlıydı. Avukatlar emanetleri istedi, ben vermedim. Münakaşa yaşandı. Hastane polisi teslim aldı. Cebinde 9 ya da 11 torpil vardı. Tam olarak hatirlamıyorum.

Baba Sami Elvan Tanık Aksoy'a sordu: Biz oradayken elbiseleri vermiyorsun, 5 dakika sonra gelip elbiseleri teslim ediyorsun. Bu nasıl oluyor?

Aksoy: Ben savcının talimatı üzerine elbiseleri teslim ettim.

Avukat Can Atalay: Savcının yazılı talimatı olmadan elbiselerin bir bölümünü nasıl teslim edebiliyorsun?

Aksoy: Bana baskı yapılıyordu dışarıda. Ben de konuşup elbiseleri verelim dedim. Bunun üzerine savcı arandı, ben de teslim ettim.

Anne Gülsüm Elvan ifadeler sırasında fenalık geçirdi.

11.30

Tanık Sinan Zincirli: Okmeydanı'nda yukarıda 20-25 kişilik polis ekibi ve aşağıda bir grup genç vardı. Ben arada kaldım. Polislere 20 metre mesafedeydim. Bir çocuğun vurulduğunu gördüm, 'anne' diye bağırıyordu.

10.50

‘NE PATLAYICILARI NE DE TUTANAĞI GÖSTERMEDİLER’

Tanık olarak dinlenen Av. Kaan Kıvılcımer, Berkin Elvan’ın hastaneye getiriliş anı ile ilgili şunları söyledi:

“Olay tarihinden bir gün önce İstanbul Barosu tarafından yetkilendirildiğim için, o gün hastanedeydim. Gezi sürecinde darp edilen, hakları ihlal edilen insanlar için karakollar, hastanelerde görevlendiriliyorduk.

Saat 7 civarında Berkin’in getirildiğini gördüm. Hastane içerisindeydim. Sedyede getirildiğinde gördüm. Yanında onu getiren arkadaşları vardı.

Berkin’i yoğun bakıma aldılar. Şuuru kapalıydı, yüksek sesle bağırdım, belki ulaşabilirim diye. Ellerini sıktım. Kasık seviyesindeydi elleri.

Sonra doktor gelince beni dışarıya çıkardı. Ben de dışarıda, birlikte görevlendirildiğim avukat arkadaşımla, Berkin’i getiren arkadaşlarının yanına geçtim. Onlarla konuştuk, olayı dinledik, tutanak tuttuk.

Bir iki saat sonra, Berkin’in cebinden patlayıcı madde çıktığına yönelik sözler yayılmaya başladı. Ben yanında olduğum için ve ona temas ettiğim için üzerinde hiç bir sert cisim olmadığını biliyordum.

Hastane polisine gittim. Bu iddia edilen patlayıcı maddeleri, tutulan tutanağı görmek istediğimi söyledim. Ama bana ne patlayıcıları, ne de tutanağı gösteremediler.”

10.20 

Duruşma başladı. 


Duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Berkin Elvan ailesinin yanısıra CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, TKP MK Üyesi Deniz Gülşen ve Av. Efkan Bolaç da katıldı.

Berkin Elvan'ın ablası Gamze Elvan'ın okuduğu basın açıklamasında şunlar kaydedildi:

"16 Haziran 2013’te Okmeydanı’nda sabah saatlerinde ekmek almaya yolladığımız oğlumuz Berkin, polis tarafından başından gaz fişeğiyle vuruldu ve 269 gün komada yaşam mücadelesi verdi. Milyonlar olup uğurladığımız; bir halkın toprağına ve yüreğine değil, azmine ve umuduna emanet ettiğimiz Berkinimizin bugün beşinci duruşması.

İlk duruşma, evladımızı kaybettikten üç yıl sonra görüldü. Bu; davamızın sürüncemeye uğratılmasıdır. Milyonlarca insanın uğurladığı Berkin Elvan’ın davası yalnızlaştırılmaya çalışılıyor. Muktedirler geçmişten beri bu yöntemi kullanarak halkı yıldırma politikasını izliyorlar. Bizler, muktedirlerin uyguladığı politikalara rağmen davalarımızı, çocuklarımızı unutturmamak için sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Başta oğlumuz Berkin Elvan olmak üzere; Gezi’de yitirdiğimiz tüm evlatlarımız için, devlet tarafından katledilen bütün evlatlarımız için adalet istiyoruz. Bizler, evlatlarımızın faillerinin yargı önünde adil bir şekilde hesap vermesini istiyoruz. Bizler, hem tetiği çeken elin hem de emri verenin hesap vermesini istiyoruz. Evlatlarımızı unutmayacağız ve unutturmayacağız."