Bakanlık, istismar edilerek öldürülen bebeğin davasını takip etmedi

Bakanlık, istismar edilerek öldürülen bebeğin davasını takip etmedi

Aile Bakanlığı’nın Van’da cinsel istismara uğrayarak öldürülen bebeğin davasına müdahil olmasına rağmen yargılamayı takip etmediği ortaya çıktı.

Van’da, 38 günlük bebeğin cinsel istismara uğradıktan sonra öldürülmesine ilişkin davada anneyi, annesinin sevgilisini ve arkadaşını ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptıran Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi; örnek nitelikte bir karara imza attı. Davaya katılma talebi kabul edilmesine rağmen yargılamayı takip etmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Van İl Müdürlüğü yetkililerine suç duyurusunda bulundu.  Ayrıca, annenin cezaevinden tahliye edilip bebeğin öldürüldüğü güne kadarki süreçte izleme ve kollama görevini yerine getirmeyenler hakkında da şikayetçi olunacak.

Van’da henüz adı konmayan ve kimliği bile çıkarılmayan 38 günlük erkek bebek, 26 Ocak 2017’de ağır yaralı halde getirildiği Özel Lokman Hekim Hastanesi’nde hayatını kaybetmişti. Yapılan otopside, bebeğin kafasına sert cisimle ve kemik kırığı oluşacak şekilde vurularak öldürüldüğü, yaralanmasından birkaç saat önce cinsel istismara uğradığı saptandı. Bebeğin annesi Pınar Tatar, Tatar’ın sevgilisi Ferdi Arat ve arkadaşı Yılmaz Güzel tutuklandı. 

Açılan davada anne ile sevgilisi Ferdi Arat ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmişti. Çifte yardım eden Yılmaz Güzel ise 15 yıl hapse mahkum edilmişti. Arat’a ayrıca bebeğe yönelik istismardan 15 yıl ceza verilmişti.

YARGILAMAYI TAKİP ETMEDİLER

Hürriyet'ten İsmail Saymaz'ın haberine göre, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na ‘suçtan zarar gören’ sıfatıyla davetiye çıkarıldığı, bakanlığın talebi üzerine katılma davaya kararı verildiği belirtildi. Buna rağmen yargılamayı takip etmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Van İl Müdürlüğü’ndeki görevliler hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Kararda, “Eylemin mahiyeti ve toplumda yaratacağı infial nazara alındığında görevlilerin yargılamayı takip etmemesi nedeniyle” şikayetçi olundu. Doğum izniyle salıverildikten sonra anne Tatar’ı, çocuğun öldürüldüğü güne kadarki sürede izleme, gözetleme, bebeği korumakla yükümlü kamu görevlilerinin bulunup bulunmadığının sorulmasına, görevini ihmal eden varsa şikayetçi olunmasına karar verildi. Yedi baronun davaya müdahil olması, insan hakları yönünden örnek oluşturacak bir açıklamaya dayandırıldı. Kararda şöyle deniliyor:  

“Sanıkların eylemlerini kırk gününü doldurmayan çocuğa karşı canavarca hisle ve altsoya yönelik işledikleri, maktulun bebek olması, öldürmenin yanı sıra çocuğun cinsel istismarı eylemine maruz kaldığı, failler arasında annenin de bulunduğu, bu nedenle çocukların korunmasına yцnelik ulusal ve uluslararası mevzuatla birlikte Avukatlık Kanunu’nun 76 ve 95. maddeleri nazara alınarak en temel insan haklarından olan hayat hakkı ve vücut bütünlüğün korunması değerleri saldırıya uğrayan maktul bebeğin haklarının korunması yönünde -zikredilen kanun maddelerinde insan haklarını savunmak, korumak ve işlerliğini sağlamak bağlamında- başvuruda bulunan baroların suçtan zarar gören olarak kabul edilmeleri gerektiği anlaşıldığından katılan sıfatıyla davaya kabullerine karar verilmiştir.”