Ankaralı kadınlardan 25 Kasım çağrısı

Ankaralı kadınlardan 25 Kasım çağrısı

Ankara Kadın Platformu tarafından 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü" nedeniyle yapılan basın açıklamasında "25 Kasım Cumartesi günü saat 15:00’te “Haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyoruz” diyerek Ziya Gökalp Caddesi Çankaya Belediyesi önünde buluşuyoruz" çağrısı yapıldı.

Ankara Kasın Platformu 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü" nedeniyle bugün  bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklamayı platform adına Fatoş Erol okudu.

"Biz kadınlar ve lgbti+ bireyler, özgürlüğümüze, bedenimize, hayatımıza, kadın mücadelesine yönelik saldırıları ve nefret dilini kabul etmiyoruz. Yaratmaya çalıştığınız korku ve baskı ortamına karşı en çok kadınların mücadelesinden korktuğunuzu biliyoruz!" denilen açıklamada 25 Kasım Cuma günü saat 15.00'de Ankara, Ziya Gökalp Caddesi Çankaya Belediyesi önünde yapılacak buluşmaya çağrıda bulunuldu.

Açıklamanın tamamı:
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü, Mirabel kardeşlerin ülkelerinde 31 yıl süren diktatörlüğe ve erkek şiddetine karşı direnişlerinin, kadınlara mirasıdır.
Biz kadınlar bu 25 Kasım’da da ilan ediyoruz ki, isteseniz de istemeseniz de haklarımızı alıncaya kadar; eşit, özgür, insanca bir yaşam kurana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz!
Kadın mücadelesi köklü ve direngendir; yasalarla, yasaklarla, polis şiddetiyle engellemeye gücünüz yetmez. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, kadınlara yönelen şiddete ve bu şiddeti besleyip büyüten düzene ve tek adama karşı sesimizi daha fazla yükselteceğiz.
Çünkü erkek egemen düzenin kadınlarla derdi bitmiyor! Her fırsatta kadın düşmanı fetvalar veren müftülere resmi nikâh yetkisi veren yasa, yıllarca mücadele ederek kazandığımız haklarımıza dönük önemli bir saldırıdır. Evlilikte medeni hukuk yerine dini referansları temel alan düzenlemelerin önünün açılmasından sonra, şimdi de boşanmanın önüne dolaylı bir engel çıkaran “arabuluculuk” düzenlemesi üstünde çalışıyorlar.
Haklarımıza dönük saldırılar bunlarla da sınırlı değil! Geçtiğimiz günlerde şiddet tehdidinin varlığında evden uzaklaştırmayı düzenleyen 6284 sayılı yasa, “Yuva yıkıyor; özel hayata, aile içine karışılıyor” gerekçesiyle hedef alındı. 6284 sayılı yasa gereğince uygulanmadığı için pek çok kadının öldürüldüğü apaçık ortadayken “aileyi koruma” hassasiyeti kadına biçilen rolün bir göstergesidir.
Toplumsal muhalefeti susturmak ve sindirmek dahası ülkeyi yönetmek için OHAL’le KHK’larla temel haklarımızı askıya alarak şiddetin temel araç haline getirilmesi, kadına yönelik şiddet faillerine de güç vermektedir. Kolluk kuvvetleriyle karşılaşan, gözaltına alınan, tutuklanan kadınlar, taciz ve tecavüz ile  tehdit ediliyorlar, cezaevlerinde kadınlara dönük şiddet artarak devam ediyor. Savaş politikaları nedeniyle ülkelerinden uzakta kalan mülteci kadınlar şiddette en çok maruz kalan ve yine en çok yok sayılan kesim. Kadınları aşağılayan açıklamalar ve kadın düşmanı uygulamalar, kadına yönelik şiddetin, tacizin, tecavüzün cezasız kalması, hem şiddetin dozunu hem de şiddete maruz kalan kadın sayısını artırmaktadır.
OHAL keyfiyetiyle baskılar ve yasaklar hüküm sürmekte. Meclis’te kadınların yaşamını doğrudan etkileyen yasalar görüşülürken, kadınlara Meclis’e girme yasağı konuyor, sözünü söylemek isteyen kadınlar gözaltına alınıyor! Düzenlediğimiz kadın eylemlerinden dolayı bizlere davalar açıldı. Kadın mücadelesinin sesini kısmak amacıyla, kadın ve çocuk hakları için yıllardır mücadele veren dernekler ve kadınların mücadelesinin sesi olan yayınlar kapatıldı. Seçilmiş kadın belediye başkanlarının ve milletvekillerinin tutuklanması ise kadınların iradesine ve siyasette söz hakkına dönük bir saldırıdır.
Ucuz emek gücü olarak çalıştırılan, kayıt dışı istihdam edilen, kriz anında işten ilk atılacaklar listesinin başında olan kadınlar için çalışma yaşamını iyileştirecek tek bir düzenleme yapılmadığı gibi anneliği kutsayan, çocuk doğurun dayatması ile kuşatılan kadınlar toplumsal yaşamdan dışlanarak eve hapsedilmeye çalışılmaktadır. Kadınları ayrıştıran ırkçı, cinsiyetçi ve nefret dili, “terör örgütlerinin 5, 10, 15 çocuğu var, sizler de nikâhlanın, evlenin, çoğalın” söyleminde vücut bulmuştur.  
Biz kadınlar ve lgbti+ bireyler, özgürlüğümüze, bedenimize, hayatımıza, kadın mücadelesine yönelik saldırıları ve nefret dilini kabul etmiyoruz. Yaratmaya çalıştığınız korku ve baskı ortamına karşı en çok kadınların mücadelesinden korktuğunuzu biliyoruz!
Hep beraber el kaldırdığınız kadın düşmanı yasalarınız bizim için hükümsüzdür, yıllarca mücadele ederek kazandığımız haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz!
KHK’larla işimizden atılsak da, derneklerimiz, yayınlarımız kapatılsa da, tutuklansak da “yasaklarınızı tanımıyoruz” diyerek hayatlarımıza sahip çıkmak için mücadelemizi ve dayanışmamızı örecek, kadına yönelik şiddetin ortadan kalktığı, eşit ve özgür bir ülkede yaşayana kadar mücadele edeceğiz.
25 Kasım Cumartesi günü saat 15:00’te “Haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyoruz” diyerek Ziya Gökalp Caddesi Çankaya Belediyesi önünde buluşuyoruz.


 

DAHA FAZLA