Alında bot izi çıkartan polis mağdurun tutuklanmasını istedi!

Alında bot izi çıkartan polis mağdurun tutuklanmasını istedi!

Bismil'de gözaltına alınan Meshut ve Mervan Eşen kardeşleri, alınlarında bot izi çıkaracak kadar işkence eden polislerin yargılandığı davada savunma yapan sanık polis A.T., Eşen kardeşlerin kendisine zarar verdiğini iddia etti. Diğer sanık M.E.K. ise olayda kendilerinin mağdur olduğunu ileri sürerek, işkence ettiği Eşen kardeşlerin tutuklanmasını istedi. 

Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde çıkan bir kavgaya müdahale eden polisleri telefon ile çektiği için 3 Nisan 2013'te gözaltına alınan Meshut ve Mervan Eşen kardeşleri gözaltına alarak, alnında bot izi çıkaracak kadar döverek işkence eden M.E.K., H.A. ve A.T isimli polisler hakkında açılan davanın yargılamasına Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Dihaber'in aktardığına göre; sanık polisler hakkında mağdurlara karşı "kamu görevi nüfuzunu kötüye kullanmak suretiyle yaralama" ve "kemiklerin kırılmasına sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama" suçlarından 15'er yıla kadar hapis isteniyor. Müşteki Meshut ve Mervan Eşen kardeşlerinin katıldığı duruşmada mağdur ve sanık avukatları hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan A.T. ve M.E.K’nin SEGBİS üzerinden katıldığı duruşmaya, sanık H.A. katılmadı. Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada İstanbul’dan SEGBİS ile ifade veren A.T. üzerine atılı suçlamaya kabul etmeyerek, “O tarihte okulda gerçekleşmiş olan bir olay için takviye amacı ile gitmiştik. Daha önce yaptığım savunmaları tekrar ediyorum" dedi.

'DARP ETMEDİK KENDİSİNE ZARAR VERDİ'

Mahkeme heyetinin, Mervan Eşen'in işkence gördüğünü dair adli tıp raporu rapor, olay yerine ve karakoldaki güvenlik kamerası görüntülerini sorması üzerine A.T., “Güvenlik kamera görüntüleri izlendiğinde okul bahçesinde meydana gelen olayda gözaltına alınan şahsa yönelik gözaltına alındığına dair görüntülerde, gerek bize karşı ve gerekse kendisine zarar verme yönündeki çabası görülecektir. Ben şu an size kamera vasıtası ile söz konusu Emniyet Müdürlüğü'ndeki odanın resmini gösteriyorum. Savcılığı da bunu sunmuştum. Bu şekildeki bir odada kişilere darp uygulaması mümkün değildir. Söz konusu oda asayiş ile ilgili olduğu için gerek savcılık tarafından gerekse sıralı amirlerimiz tarafından gelip gidilen bir odadır. Diğer konularda aleyhime olan hususları kabul etmiyorum" iddialarında bulundu.

DOKTARA GÖTÜRMEMELERİNİN GEREKÇESİ 'GÜNEYDOĞU'DA ' OLMALARIYMIŞ 

Müşteki avukatlarının, gözaltına alınan müştekilerin hastaneye götürülmeden neden karakolda tutulduğuna ilişkin soruya ise, sanık polis memuru A.T., "Ben yönetmeliği bilmiyorum. Kademeli güç kullanma durumunda şahsın ivedi olarak doktora çıkarılması gerektiğinin farkındayım. Olay esnasında gerçekleşen olayın büyüklüğü ve Güneydoğu’daki olayların şartları itibari ile doktor bazen karakola gelir bazen de biz götürürüz. Bu olay esnasında da doktora haber verilmiş olması lazım, haber verilmiştir diye düşünüyorum. Biz şahısları söz konusu olayda bilgi almak amacı ile odaya aldık. Söz konusu şu an bana tarif ettiğiniz fotoğraflardaki yaralanmalar olayın okul bahçesindeyken şahsın polis aracına bindirilmesi sırasında göstermiş olduğu mukavemet sırasında gerçekleşmiş olabilir. Şahsın bu şekilde yaralandığını düşünüyorum. Ö.K. bize odaya girme şeklinde bir şey söylememiz mümkün değildir. Böyle bir şey olmadı. Diğer tanık olan Süleyman Kortak ise şahsın yakınlarıdır. Bu nedenle taraflı olarak ifade verdiğini düşünüyorum. Bu şekilde aleyhe olan tanık ifadelerini kabul etmiyorum. Biz okulun bahçesinde şahsı alabilmek için kademeli güç kullandık" cevabını verdi. 

DİSİPLİN SORUŞTURMASINDA CEZA ALMADIM İTİRAFI

Ardından sanık polis M.E.K. Ankara'dan SEGBİS üzerinden ifade verdi. Daha önce verdiği ifadeleri tekrar ettiğini belirten M.E.K., “Söz konusu kararda biz sanık, diğer şahıslar ise müşteki konumunda. Olay sanki biz şahısları yoldan geçerken almışız ve gerçekleşmiş gibi yani emniyete götürmüşüz gibi ifadelere yer verilmiş. Oysaki olayın başlangıcından gerçekleşen olaylar ve söz konusu olayda bizim de yaralanmamız nedeni ile bu şahısların da sanık konumunda olmaları gerekir. Onlar hakkındaki davanın ayrı yürütülmesi sanki az önce söylediğim gibi bir görüntü ortaya çıkarmış. Ben her iki davanın da birleştirilmesini talep ediyorum. Aslında olayın başlangıcına sebebiyet veren de onlardır. Meshut Eşen tanık olarak verdiği ifadede beni olay yerinde dövdüler ve emniyette dövdüler demektedir. Zaten şahısların amacı okul yerinde olan biz polis memurlarına karşı ve okul ve okul müdürüne vermiş oldukları zararı örtbas etmek amacı ile o dönem mevcut olan çözüm sürecini baltalamak amacına yönelik olarak kendi çıkarları doğrultusunda biz emniyette dayak yedik demişlerdir. Şu an bu dosyanın şu şekilde olması bu şahısların amacına hizmet etmektedir. Haksızken yalan beyanlarla kendilerini haklı duruma getirmek istemişlerdir... Ayrıca sanıkları söz konusu eylemleri nedeni ile tutuklu yargılanmalarını talep ediyorum. Ben bu olay nedeni ile disiplin soruşturması geçirdim. Bu konu ile ilgili herhangi bir ceza almadım" iddialarında bulundu.

AYAĞINDA BOT DEĞİL CONVERSE AYAKKABI VARMIŞ

Mahkeme heyetinin, Mervan Eşen'in işkence gördüğünü dair adli tıp raporu rapor, olay yerine ve karakoldaki güvenlik kamerası görüntülerinin sorulması üzerine sanık polis memuru M.E.K., "...Süleyman Kortak da ifadesinde ağzında (Mervan Eşen) kan gördüğünü söylüyor. Süleyman Kortak Mervan'ın gece gelmesinden dolayı yanlış görmüş olabilir. Ya da bir hafta önce dayak yiyen bir insanda bu şekilde bir iz olabilir... Mesut Eşen'in alnında basına ayak izi olarak yansıyan iz ile ilgili benim yaptığımı söylediğini basından duydum. Oysaki jandarma kriminal raporunda ve kamera görüntülerinde benim ayağımda converse marka bir ayakkabı olduğunu görülmektedir. Sırtındaki diğer yaralanmalar ile ilgili olarak da okulda meydana gelen, şahsın bana kafa atması esnasında ekip arabasında gözaltı işlemi yaparken kaçması, polis memur A.T. okulda linç edilmesi esnasında, biz görevlilerce uygulanan kademeli güç esnasında olduğunu düşünmekteyim... " iddiasında bulundu.

Sanık ifadeleri ve avukatlar savunmalarının ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, mahkemedeki iş yoğunluğu nedeniyle müştekilerin ifadesinin bir sonraki duruşmada alınmasına karar verdi. Dosyadaki eksiklerinin tamamlanması için dava Mayıs ayına ertelendi.