AİHM'den Nuriye ve Semih için yapılan başvuruya ret!

AİHM'den Nuriye ve Semih için yapılan başvuruya ret!

AİHM açlık grevindeki tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için yapılan acil tedbir talepli başvuruyu reddetti.

KHK ile ihraç edildikleri görevlerine dönebilmek için direnişe geçen ve tutuklanan açlık grevindeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın avukatları, iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından acil tedbir kararı talebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.

AİHM'E GÖRE NURİYE VE SEMİH'İN TUTUKLULUĞU HAYATI RİSK YARATMIYOR

Avukatların yaptığı başvuruda, Gülmen ce Özakça'nın tutuklanmasının sağlık durumları açısından risk oluşturup oluşturmadığı ve kötü muameleye maruz kalıp kalmadıkları konusunda tespit yapılması istendi. 

AİHM'in 2 Ağustos 2017 tarihinde (bugün) verdiği kararında ise 24 uzman hekimin raporuna rağmen, Gülmen ve Özakça'nın tutuklu bulunmasının hayati risk yaratmadığı iddia edilerek başvuru reddedildi. Kararda ayrıca bu konuda ulusal mahkemelere başvuru yapılması gerektiği savunuldu. 

"KARAR İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN UTNAÇ VERİCİ"

Halkın Hukuk Bürosu tarafından yapılan açıklamada ise AİHM'in kararına tepki gösterildi. Yapılan açıklamada, "Mahkemenin bu kararı, temsil ettiği varsayılan 'Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi' değerleri açısından utanç vericidir. Gülmen-Özakça tedbir kararı, eğer birgün bu çürümüşlükten kendisini kurtarabilirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tarihinde utançla ve payandası olduğu şeyle birlikte anılacaktır. Yahut bir mahkeme olarak tarihin çöplüğüne gidişini tescil edecektir" ifadeleri kullanıldı.  

"AÇLIK GREVİ BU ISRARIN EN ÜST DÜZEYİDİR"

Açıklamada, her türlü demokratik yolun deneneceği belirtilerek, "Bu mahkemeye yahut herhangi bir mahkemeye özel bir anlam yüklediğimiz için değil, pervasızlık, yüzeysellik ve temel haklar konusundaki utanmazca tasarruf nedeniyle kızgınız. Faşizmin mahkemelerini çok iyi tanıyor olmamıza rağmen toplumsal mücadelenin bize kazandırdığı tüm hakları kullanmaktan geri durmadığımız gibi AHİM'İ tanıyor olmamıza rağmen başvuruda bulunduk. Yine OHAL komisyonunun bir oyalama manevrası olduğunu bilgisine rağmen komisyona da başvurduk. Çünkü Nuriye ve Semih demokratik haklar mücadelesinin her yoluna tüm zorluklara rağmen başvurdular. Sonunda haksız yakalama olacağını, işkence göreceklerini bile bile ısrarla demoratik hak arama kanallarını zorladılar. Başlamış oldukları açlık grevi de bu ısrarın en üst düzeyidir." denildi. 

"ARTIK GERİYE KALAN TÜRKİYE HALKININ VİCDANI VE SAVUNDUKLARI ONURLARIDIR"

Açıklamada, Nuriye ve Semih için hukuki tüm yollara başvurulduğu belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:

"Böylece 24 Mayıs günü başladığımız haksız tutuklamaya itiraz mücadelesinin mevzuatta öngörülen hukuksal yolu sona erdi. En azından Nuriye ve Semih için yürürlükteki kanunların izin verdiği her yola sonuna kadar ve ısrarla başvurduk. Artık geriye kalan Nuriye ve Semih'in başından beri güvendikleri ve tutkuyla sevdikleri Türkiye halkının vicdanı ile ömürlerini ortaya koyarak savundukları onurlarıdır. Onun da hukuka ihtiyacı yok, hep birlikte yanlarındayız".