Ahmet Şık odatv davasında hakim karşısına çıktı: Bu ablukayı hep birlikte dağıtacağız

Ahmet Şık odatv davasında hakim karşısına çıktı: Bu ablukayı hep birlikte dağıtacağız

'FETÖ ve PKK propagandası yaptığı' iddiasıyla tutuklanan gazeteci Ahmet Şık, 'FETÖ' kumpası olduğu ortaya çıkan Odatv davasında bugün hakim karşısına çıktı. Bir sonraki duruşma 12 Nisan'a ertelenirken, Ahmet Şık salondan çıkarken, "Bu ablukayı hep birlikte dağıtacağız" dedi.

Haberleri ve Twitter paylaşımlarıyla ‘FETÖ/PDY’ ve ‘PKK propagandası yaptığı’ iddiasıyla tutuklanan gazeteci Ahmet Şık, bugün Çağlayan Adliyesi'nde Odatv davasına katıldı. Duruşma öncesi adliye önünde bir basın açıklaması yapıldı. Ahmet Şık'ın savunmasının ardından mahkeme bir sonraki duruşmayı 12 Nisan'a erteledi. Şık salondan çıkarken, "Bu ablukayı hep birlikte dağıtacağız" dedi.  

'GÜCÜNÜ GERÇEKLERDEN ALAN FİKİRLERLE SAVAŞAMAZSINIZ'

Mahkemde savunmasını yapan Ahmet Şık  şunları kaydetti:

"Mütalaa beraat istese de siyasal olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu mütalaa Recep Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen'in rolünü gizliyor. Bu mütalaa gerçeğe karşı işlenmiş bir suçtur.

Hadi unutalım diyen bu mütalaaya karşı hadi hatırlayalım diyorum. Gücünü gerçeklerden alan fikirlerle savaşamazsınız, savaşırsanız yine kaybedersiniz."

"BENİ BÜLENT ARINÇ KADAR AHMAK OLMADIĞIM İÇİN Mİ CEZALANDIRACAKSINIZ?"

Duruşmada konuşan Barış Terkoğlu, AKP'li eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın 15 temmuz darbe girişimi sonrasında "Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz" şeklinde açıklamasını ve AKP'lilerin "kandırıldık" açıklamalarını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Size ne anlatayım? Çok afedersiniz, kendisi için kullandığı ifadeyi tekrar ettiğim için özür diliyorum, beni Bülent Arınç kadar ‘ahmak’ olmadığım için mi cezalandıracaksınız? Ya da devletin tepesinde ‘kandırılmaya bıkmamış’lardan olmadığım için mi suçlayacaksınız?”

GAZETECİLER SALONA ALINMADI: REZALET

İçeriye alınmayan gazeteciler 'rezalet' diyerek slogan attı. 

 

Ahmet Şık henüz cezaevinden getirilmediği için 10.00'da başlaması gereken duruşma geç başladı.

'YANSAK DA DOKUNACAĞIZ'

Adliye önünde 'gazetecilik suç değildir', 'gazetecilik yargılanamaz' pankartları eşliğinde basın açıklaması okundu. Çok sayıda gazetecinin katıldığı açıklamaya, CHP Milletvekilleri İlhan Cihaner, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş, TKP Lideri Erkan Baş, Kırmızı Kedi Yayınevi sahibi Haluk Hepkon, Berkin Elvan’ın annesi ve babası Gülsüm Elvan, Sami Elvan da katıldı. Açıklamayı Cumhuriyet gazetesi yazarı Özgür Mumcu okudu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye için sıradan bir gün, bugün.

Gazeteciler, İstanbul Adalet Sarayı’nda yargılanıyor. Dün olduğu gibi, önceki gün olduğu gibi; hatta önceki yıl ve daha önceki yıl olduğu gibi.

Odatv Davası’nda bugün karar verilecek. Savcı, son duruşmada “kumpas” olarak tanımladığı Odatv Davası’nda yargılanan tüm sanıklar için beraat istedi.

O gün cemaat bugün FETÖ denen yapının icat ettiği tüm davalar gibi Odatv davasını “kumpas” olarak tanımlamak biz gazeteciler için de haklı ve meşru tanımlama.

Çünkü o gün düşünen, sorgulayan, eleştiren gazeteciler; bilgisayarlara sokulmuş virüs programları aracılığıyla üretilmiş delillerle tutuklanarak diğer gazetecilere gözdağı veriliyor, yüreklerine korku salınıyordu.

Mesaj açıktı: Yazmayın, eleştirmeyin, sorgulamayın.

Ya bugün? Ya bugün o günden farklı mı? O gün yapılanlardan cemaati/FETÖ’yü sorumlu tutan AKP iktidarı bugün farklı mı davranıyor?

Bugün Türkiye’de basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü var, güllük gülistanlık bir ülkede yaşıyoruz diyebilir miyiz?

Elbette hayır.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, bugün Türkiye’nin dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olduğunu söylüyor.

Yalan mı? Hayır.

Bugün Türkiye’de 140’dan fazla gazeteci tutuklu ve hükümlü. 58 gazete, 28 televizyon, 34 radyo, 5 haber ajansı kapatıldı. 1000’e yakın gazetecinin basın kartı iptal edildi. Cumhuriyet gazetesine operasyon yapıldı.

İktidar bunları 15 Temmuz Darbesi’ni gerçekleştiren FETÖ ile mücadele için yaptığını söylüyor. Peki, FETÖ dediği cemaatin ipliğini pazara çıkaran Ahmet Şık nerede?

Hükümetle cemaat kol kola gezerken Fethullahçıların devletin sinir uçlarına kadar sızdığını yazan ve bunu yazdığı için hapse atılan Ahmet Şık nerede?

Hepiniz biliyorsunuz, Ahmet Şık yine hapiste. Neden hapiste? Savcıya göre, FETÖ/PYD ve PKK propagandası yapmış.

Biraz vicdan sahibi olan, az biraz adalet duygusundan nasibini almış hiçbir kimse bu suçlamayı kabul edemez. Etmez. Biz gazeteciler ve halkımız şahittir ki Ahmet Şık, Fethullahçı darbe gerçekleşseydi ilk içeri atılacak gazeteciydi.

Bugün burada bir başka dava daha görülecek.

Orada da Ahmet Şık tutuklandığında “Gazetecilikten tutuklanmadılar” manşetini atan bir grup gazeteci yargılanıyor. O gün o manşeti atmaktan utanmayan gazeteciler, bugün yargılanıyor. Bilmiyoruz şimdi pişmanlar mı? Ama yargılanıyorlar. Elbette onların da adil bir şekilde yargılanmalarını savunuyoruz. Taraf çalışanlarını da adil yargılanmasını savunmak bizim aynı zamanda görevimiz.

Gazetecilik ciddi bir iştir.

İlkeli, ahlaklı ve cesur olmayı gerektirir. Biz eğriye eğri, doğruya doğru diyen gazeteciliğin kıymetli olduğu kanısındayız. Gazetecilik, her nevi iktidarın sözcüsü ya da aparatı olmak değil o iktidarı sorgulamak demektir.

Gazetecilik hakikat arayışıdır. O hakikatin peşinde koşmaktır. Biz de bugün burada hakikatin ve adaletin peşindeyiz.

Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Güray Öz, Tunca Öğreten bugün cezaevindeyse, Özgür Gündem’le dayanışma içinde olan nöbetçi yayın yönetmenleri yargılanıp hapis cezasına çarptırılıyorsa Türkiye’de basın özgürlüğünden söz edilemez.

O gün cemaatçilerin Odatv davası üzerinden gazetecilere verdiği gözdağı bugün başka bir biçimde devam ediyor.

Ama korku iklimine teslim olmayacağız.

Gazetecilik yapmaya devam edeceğiz.

Gazetecilik suç değildir.

Gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, ve tutuksuz yargılanmalıdır.

YANSAK DA DOKUNACAĞIZ"


 

Yüzlerce kişi adliye önüne desteğe geldi.