Ahmet Şık: HDP barajı geçerse Erdoğan seçilemeyecek

Ahmet Şık: HDP barajı geçerse Erdoğan seçilemeyecek

Ahmet Şık, “HDP’nin barajı geçmesi halinde AKP meclis çoğunluğunu kaybedecek, Erdoğan da ikinci tura kalsa bile seçilemeyecek!” şeklinde konuştu.

HDP’nin İstanbul Milletvekili adayı gazeteci Ahmet Şık Duvar’dan İrfan Aktan’ın sorularını yanıtladı.

Şık’a göre, bu seçimin sloganı şu: “Ya oyun, ya geleceğin. AKP-MHP ve menfaatleri için onlara yancılık edenlerin, cemaatlerin, tarikatların şer ittifakı HDP’yi baraj altında bırakabilirse, ki bunu sadece hileyle yapabilirler, geriye nasıl bir ülke kalacağını hepimiz biliyoruz.”

Röportajdan bazı bölümler şöyle:

'MİLLİYETÇİ OLDUĞU HALDE, OY VERECEEĞİNİ SÖYLEYEN İNSANLAR VAR'

Yaklaşık iki aydır milletvekil adayı olarak sahalarda, daha ziyade HDP seçmeniyle karşılaşıyorsun. Bir siyasetçi değil de gazeteci gözüyle 24 Haziran’a ilişkin sahadan edindiğin izlenim nedir?

Sadece HDP seçmeniyle değil, milliyetçi olduğunu söylediği halde “sen orada olduğun için” deyip HDP’ye oy vereceğini ifade eden insanlarla bile karşılaşıyorum. Gazetecilik yaparken acı hikâyeleri dinlemek, onları aktarmak insanı mutsuz, karamsar kılıyor. Ama açıkçası son iki aydır edindiğim izlenim beni çok umutlu ve iyimser kıldı. AKP açısından işler hiç de iyi görünmüyor.

'9.9 BANDINDAYMIŞIZ GİBİ ÇALIŞMAMIZ LAZIM'

Seçime üç gün kaldı. 24 Haziran tahminin nedir?

Olağan koşullarda, adil ve dürüst bir seçim yapılabilseydi HDP’nin bir baraj sorunundan söz etmeyecektik. Aslında HDP’li olmadığı halde HDP’ye oy vereceğini söyleyen insanların çokluğuna bakınca, şu anda da bir baraj sorunu olmadığını ileri sürebiliriz. Ama en iyi bildiği şeyin hırsızlık olduğunu bildiğimiz bir iktidarla karşı karşıyayız. O yüzden de 9,9 bandındaymışız gibi çalışmamız, insanlara taktiksel oy kullanmalarının ne kadar hayati olduğunu anlatmamız lazım. HDP’nin barajı aşması, haksızlığa, hukuksuzluğa maruz kalan tüm ezilenlerin sesinin TBMM’ye en gür şekilde yansıması anlamına gelecek. Açıkçası 24 Haziran’da HDP’ye taktiksel oy verecek insanların orta veya uzun vadede HDP’nin kalıcı seçmeni haline gelebileceğini de düşünüyorum. Çünkü HDP artık tüm Türkiye’yi kapsayacak bir seçmen profiline sahip.

'HDP BARAJI GEÇERSE ERDOĞAN SEÇİLEMEYECEK'

HDP’nin barajı aşması iktidar açısından üstesinden gelinmez sonuçlar yaratır mı?

İddia ediyorum, HDP’nin barajı geçmesi halinde AKP meclis çoğunluğunu kaybedecek, Erdoğan da ikinci tura kalsa bile seçilemeyecek! Çünkü 24 Haziran’da AKP’nin çoğunluğu sağlayamadığını gören seçmen Erdoğan’dan da kopacak. Nitekim o kopmayı şimdiden görüyoruz da. Cumhuriyet Gazetesi’nden ayrılmadan önce muhafazakâr ailelerin deist veya ateist olmuş çocuklarıyla görüşüp bir yazı dizisi hazırlamaya giriştim. Adaylığım söz konusu olduğu için yapamadığım bu yazı dizisi için 20-25 gençle görüştüm. Bu gençler ciddi bir sorgulama içindeler ve siyasal İslamcılığın gerçek yüzünü gördükleri için dinden kopmuş durumdalar. Bu gençlerin oranı da az-buz değil. AKP ve Fethullah Gülen cemaatinin sahte dindarlık üzerine kurulu çatışmasının altında devletin yağmalanma savaşını, anne-babalarının teori ve pratikleri arasındaki çelişkileri gördükleri için bu noktaya geldiler. İslamcı medya bu kaymayı Kore dizilerine, ergen özentilerine bağlayarak geçiştirse de, hakikat anlattığım gibi. Konuştuğum kadınlardan iki tanesi kırklı yaşlarının sonundaydı, 28 Şubat aktivistiydi ve kendilerini ateist veya deist olarak tanımlıyorlardı. Türkiye, yakın zaman içinde ciddi bir İslami sekülarizme, siyasal İslamın gerçek yüzünü görmüş olan bu gençler sayesinde tanıklık edecek. Az önce sözünü ettiğim 18-32 yaş grubundaki seçmen arasında bu gençler de var. AKP’den kopuş bunlarla oluyor. AKP, yargıyı kullanarak ciddi bir korku iklimi yarattı. Ama seçim süreci başladığından beri korku duvarı yıkıldı. İktidar şu anda sadece kendi tabanını ve suç zamkıyla kendisine yapışmış bileşenlerini korkutabiliyor.

'İNCE ERDOĞAN'DAN FAZLA OY ALIRSA ŞAŞIRMAYIN'

Sence HDP’nin Millet İttifakı’na dahil edilmemesi yüzünden muhalefette resmileşmeyen büyük uzlaşı, 24 Haziran’dan sonra fiilen söz konusu olabilir mi?

HDP’nin dışlanması yüzünden geniş bir uzlaşı sağlanamamış olabilir ama tabanda, toplumda bir uzlaşma var. Bu uzlaşma kamuoyu araştırma şirketlerinin verilerini tersyüz edecek düzeyde, AKP’yi yüzde 40 bandında tutarsa, hatta Muharrem İnce, Erdoğan’dan daha fazla oy alırsa kimse şaşırmasın. 24 Haziran hepimizin ezberini bozabilir. Erdoğan’ın, prompter’lı veya prompter’sız, üst üste bu kadar hata yaptığı, bu kadar panikte olduğu başka bir dönem hatırlamıyorum. Bu panik, önüne gelen araştırma sonuçlarından kaynaklanıyor. AKP, Kürtlerden büyük bir ders alacak. O yüzden Erdoğan, Demirtaş’ın hapsedilmesi yetmiyormuş gibi idamını bile ima etmeye başladı. Elinde kutuplaştırma, milliyetçilik ve şovenizm dışında tutunacak hiçbir dal kalmadı. Fakat yaşanan kutuplaşma, insanların birbirini boğazlamasına doğru gidiyor ve bu gidişat çok çok tehlikeli.

‘HİLE YAPACAKLARINA KUŞKUM YOK’

16 Nisan referandumundaki gibi bir hileye başvurulabilir. Keza Fethullahçılarla ittifak halindeyken veya değilken ne yaptılarsa, aynısını yapmaya çalışacaklar. Oyları çalarak mı, olmayan seçmenleri varmış gibi gösterip yerlerine oy kullanarak mı, sandıkları kaçırıp içindeki oyları değiştirerek mi, bilgisayar yazılımında birtakım hileler yaparak mı bu hileye başvururlar, bilemiyoruz. Hile yapacaklarına kuşkum yok ama buna karşı tedbirler de alınıyor.

Hemen her hafta kamuoyu araştırması yaptıran, politikalarını ve hatta çıkaracağı kanunları bile buna göre belirleyen AKP’nin, 24 Haziran sonuçlarını da önceden kestirmesi olası. 24 Haziran’da kaybedeceğini gören bir AKP, sence nasıl bir tutum geliştirir?

‘AKP DÜŞTÜKTEN SONRA SİYASAL İSLAM BİR DAHA İKTİDAR OLAMAYACAK’

Daha büyük bir hile kurmaya çalışır. AKP, bizimki gibi gelişmemiş demokrasilerde kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırmanın diktatör bozuntuları yarattığını, göreli de olsa bağımsız bir medyanın önemini ve üçüncüsü de siyasal İslâmın gerçek yüzünü gösterdi. AKP iktidardan düştükten sonra bir daha bu ülkede siyasal İslâmın iktidar olamayacağını herkesin bilmesi lazım. Çünkü hem AKP hem Gülen cemaati, birlikteyken de savaşırken de dini bile kirletebileceklerini gösterdiler. Buna rağmen Erdoğan’ı destekleyen bir kitle olduğunu kabul ediyorum. Çıkarları dolayısıyla içlerine sinmiş kötülüğün temsiliyetini destekliyorlar çünkü. Ama ben bu kötülüğün düşündüğümüz kadar derine inmediğini, 24 Haziran’da bu kötülüğü sıyırıp atacağımızı düşünüyorum. Bunu yapamazsak, kötülük, kötücüllük derinlere iner.

Röportajın tamamı için