81 ilin 80'inin havası kirli: Her yıl 32 bin kişi hava kirliliğinden ölüyor

81 ilin 80'inin havası kirli: Her yıl 32 bin kişi hava kirliliğinden ölüyor

Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre Türkiye'de Çankırı dışında 80 ilde hava kirliliği mevcut. Üstelik Türkiye'de her yıl 32 bin kişi hava kirliliğinin neden olduğu hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB); Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu, Türk Toraks Derneği ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği tarafından 15 Ekim 2006 tarihinde SALT Galata’da “Nefes Alamıyoruz: Hava Kirliliği & İklim Değişikliği & Sağlık” başlıklı sempozyum düzenlendi.

Bianet'te yer alan habere göre, sempozyumun açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, “Dünya Sağlık Örgütü’nün “görünmez katil” olarak kabul ettiği ve dünyada her yıl yedi milyondan fazla kişinin ölümüne yol açan bu sorunu kamuoyunun gündemine getirmek biz hekimlerin temel sorumluluğudur” dedi.

HER YIL 32 BİN KİŞİ ÖLÜYOR

TTB ile sempozyumu düzenleyen Türk Toraks Derneği ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği başkanları Prof. Dr. Türkan Günay ve Prof. Dr. Fuat Kalyoncu ise Türkiye’de hava kirliliği nedeniyle her yıl 32 bin kişinin öldüğünü ve 81 ilin 80’inin havasının Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre kirli olduğunu belirtti.

Günay ve Kalyoncu “Türkiye’de her yüz bin ölümün 44’ü hava kirliliği nedenli” olduğunu ifade ederek, “Ülkemizde trafik kazaları nedeniyle her yıl dört bin kişinin hayatını kaybettiğini düşünürsek hava kirliliğini Türkiye için de ‘görünmez katil’ olarak tanımlayabiliriz” dediler.

Sempozyumun ilk oturumu Tıbbi Onkoloji ve Türk Kardiyoloji Derneklerinin temsilcilerinin başkanlığında gerçekleşti. Türk Toraks Derneği adına konuşan Doç. Dr. Osman Elbek, Türkiye’de ve dünyada en çok öldüren ve sağlığa en çok olumsuz etki yaratan kalp-damar hastalıklarının, inmenin ve solunum sistemi hastalıklarının hava kirliliği ile doğrudan ilişkili olduğunun altını çizdi.

FOSİL YAKITLAR CAN ALIYOR

Doç. Dr. Elbek fosil yakıtlarının kullanılmasına bağlı olarak Türkiye’de iki bin 876 erken ölümün, dört bin 311 hastaneye yatışın ve 7 milyon 976 bin 7 günün hasta olarak geçirildiğini belirterek fosil yakıt kullanımının ölümler ve sakat kalmalar dışında yılda üç milyar euroyu aşan bir sağlık maliyetine yol açtığına dikkat çekti.

“Bu gerçeklere rağmen Türkiye yakın gelecekte onlarca sayıda kömürlü termik santrali daha faaliyete sokmayı planlıyor. Tabip odaları ve uzmanlık dernekleri, sağlık üzerinde ölümcül yıkıma neden olacak bu adımın gerçekleşmemesi için toplumsal sorumluluk üstlenmeli ve ‘sürdürülebilir kalkınma’ yerine ‘sürdürülebilir gelecek ve yaşam’ın sözcüleri olmalıdır.”

Türkiye’deki hava kirliliğinin durumunun ortaya konulduğu ikinci konuşmayı TTB adına Prof. Dr. Kayıhan Pala yaptı. Pala, Türkiye’de 2015 yılında yıllık ortalama PM10 düzeyinin mevzuattaki sınır değerlere göre 81 ilin ancak 43’ünde izin verilen sınır değerin altında kaldığını belirtti. Prof. Dr. Pala, Avrupa Birliği sınır değerine göre 81 ilin 62’sinin; DSÖ sınır değerine göre ise 81 ilden 80’inin sınır değerin üzerinde olduğunu vurguladı:

 “Yıllık ortalama SO2 düzeyi söz konusu olduğunda ise 2015 yılında ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen sınır değer 24 ilde aşıldı.  Avrupa Birliği kriterleri uyarınca partikül madde açısından bir kentin, günlük sınır değeri (50 µg/m3); bir yıl içerisinde en fazla 35 gün geçmesine izin veriliyor. Bu kritere göre ülkemizin 2015 yılını değerlendirdiğimizde; nüfusu 1 milyondan fazla illerin tamamının yılda 35 günden daha fazla bir süre günlük sınır değeri aşmış olduğunu görmekteyiz”

"HAVA KİRLİLİĞİNİN EN ÖNEMLİ KAYNAĞI ENERJİ ÜRETİMİ"

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği adına bilgi veren Doç. Dr. Çiğdem Çağlayan, son yıllarda gerek Avrupa’da gerekse tüm dünyada hava kirliliğinin artan sağlık etkilerine dikkat çekildiğini ifade etti.

“Dünya Bankası ve Avrupa Birliği gibi diğer birçok kuruluş da son yayınladıkları raporlarında hava kirliliğin ölüm nedenleri arasında artan rolüne ve sosyo-ekonomik maliyetlerine dikkat çekiyor. Uluslararası Enerji Birliği ise bu yılın Haziran ayında yayınladığı raporda hava kirliliğinin en önemli kaynağının enerji üretimi olduğunu belirtti.

“Son yıllarda kömürlü termik santrallerden vazgeçilmesi yönünde artan kararlar ve uygulamaların da etkisiyle Avrupa Bölgesi, genel olarak sülfür dioksit ve partiküler madde gibi temel kirleticilerde olumlu bir mesafe katetti. Dünya Bankası’nın verilerine göre dünyada PM2.5 düzeyinin en yüksek olduğu (yıllık ortalama PM2.5 düzeyi 35 mikrogram/metreküp ve üzeri)  ve hava kirliliğine bağlı ölümlerin (yılda 2.3 milyon ölüm) en çok görüldüğü bölge Doğu Asya (özellikle Çin) ve Pasifik bölgesi olurken; Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa ve Merkez Asya Bölgesi’nde PM2.5 düzeyi 10-35 mikrogram/metreküp düzeylerinde gerçekleşmekte ve bu bölge hava kirliliğine bağlı ölümler açısından yılda yaklaşık 500 bin ölümle dördüncü sırada yer almaktadır.”

DAHA FAZLA