48 aylık bebeklere de Kuran dersi verilecek
Bolu Valiliği, Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bolu İl Müftülüğünün imzaladığı protokolle 48 aylık çocuklara Kuran dersi verilecek.
Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bolu Müftülüğü arasında imzalanan protokol ile Bolu pilot il olarak seçilmiş, ilköğretim okullarında “serbest zaman etkinliği” diye anılan derslere müftülük personelinin girmesi kararlaştırılmıştı. İtirazlar sonucunda uygulama Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından iptal edilmişti.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü bir açıklama yaparak ilkokullarda, ders dışı ve velilerin talebi üzerine gruplar oluşturulacağını ve anaokullarında ise 3 yıldır uygulamanın devam ettiğini ve olumlu “sonuç’’lar alındığını belirterek, anaokullarında uygulamanın protokol çerçevesinde devam edeceğini duyurdu.
Böylelikle 48 aylık çocuklara Kur-an eğitimi verilmesinin önü açıldı.
"BU PROTOKOL UYGULANAMAZ"
Bolu Eğitim Sen Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici’nin konu ile ildili bir basın açıklamasında bulundu.
Gezici tarafından yapılan açıklamada “Buradan yetkililere soruyoruz; bu sonuç sizlere ne ifade ediyor? Velilerimizin kararını bu denli değiştiren şey nedir? Yaratığınız baskının farkında mısınız? Velilerimizin okullarda sadece akademik eğitim talep ettiklerinin farkında mısınız? Tüm bunların sonucunda buradan tekrar söylüyoruz; Bu protokol anaokulları için asla kabul edilemez, uygulanamaz” dendi.
Açıklamada protokolün iptali talep edilerek, “Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim programının temel mantığına, mevzuatına göre kabul edilemez yapısı, pedagojik olarak sakıncaları çok net tariflenmiş, gelişim dönemine uymayan içeriği, etkinlikler ve çocuk gelişimine yönelik eğitimi becerisi olmayan kişilerce verilecek olması nedeniyle kabul edilemez, uygulanamaz. Yetkililerden, sağlıklı nesiller yetiştirme sorumluluğumuzu hatırlatarak bu uygulamanın derhal sonlandırılmasını ve protokolün iptalini talep ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Öte yandan protokole imza atan Bolu Valiliği ve Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğün’e şu sorular yöneltildi:
1. MEB, Okulöncesi Öğretim Programında açıkça ‘’ değerler eğitimi ayrı bir alan olarak ele alınmamış, ancak kazanım ve göstergelerde bütüncül bir şekilde vurgulanmıştır.’’ ‘’kazanımlar konu ve tema merkezli olamayacak sarmal bir şekilde ele alınacak’’ diye belirtilmişken neye dayanarak konu bile değil! yıl boyu verilecek ‘’Değerler eğitimi’’ diye ders türetebildiniz, bu açıkça mevzuata, okulöncesi eğitimin temel mantığına aykırı bir protokol değil midir?
2. Okul öncesi eğitiminde, eğitimcinin nitelikleri net tanımlanmışken, ‘’Kur-an kursu öğreticisi’’ sıfatı nasıl bir formasyon içermektedir. MEB Okulöncesi çocukları gelişimsel özelliklerine göre üçe ayırmış, kazanım ve göstergeleri bu ayrıma göre net bir şekilde ayrı ayrı tanımlamışken bu uygulamanın içeriği üç guruba aynı şekilde nasıl uygulanabiliyor ?Bu açıkça çocuk gelişimi ile ilgili hiçbir bilgi ve formasyonu olmayan , çocuklarımızı ,çocuk eğitimi konusunda son derece ehliyetsiz kişilere teslim ettiğinizin açık göstergesi değil midir?
3. Okulöncesi eğitiminde dil gelişimi , yaratıcılığın geliştirilmesi temel amaçlardan belirlenip ,
‘’Telaffuzu zor kelimeler ve çocukların bunları ezbere zorlanması her iki gelişim alanını olumsuz etkiler’’ bilgisine rağmen ,çocuklara yılsonu gösterisi için sayısız sure ezberlettirilmesi açıkça okuöncesi eğitimin temel amaçlarına aykırı değil midir?
4.Gelişim dönemi olarak somut işlem dönemi olarak tanımlanan bu çocuklara verilen soyut kavramlar, bilimsel bilgi ve bilimsel eğitimin açıkça reddi değil midir? 48 aylık çocuklarımıza yapılan bu uygulamayı en basit tabirle ihmal olarak değerlendiremez miyiz?
Velilerin bize ilettiği şikayetlerden sadece bir tanesi, odasında yalnız kalamıyor ,altını ıslatmaya başladı gibi yakınmalar ve korkular ‘’bu dönemde soyut kavramları (Cennet ,cehennem, melek,cin) anlamlandıramayan çocuk yetersizlik duygusu yaşar,olumsuz benlik gelişmesine neden olur ve bu durum onu korku ve kaygıya sevk eder’’ diye tanımlanan bilimsel bilgiyi içerir mi?
Uygulama konusunda Okulöncesi öğretmenlerimizin eleştireleri ve önerileri doğrultusunda ‘’okul müdürlerinin baskı altındayız ,müdahale edemiyoruz ifadeleri doru mudur? Doğru ise kimler baskı yapmaktadır.?
5. Kaynak aktarılamayan , fiziksel olarak yetersiz bırakılan okullarımızda isteyen ya da istemeyen öğrencilere yer olmadığını görüyoruz. Bu uygulama sonucu, okulun eklentilerinde kontrolsüz bir şekilde dolaşan çocuklarımız güvendeler mi ?
6. Geçtiğimiz hafta İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan Zümre başkanları toplantısında tüm zümreler için 1.Gündem maddesinde; ‘’Eğitim ve Öğretim Birliğinin Sağlanması’’ amacını ortaya koyan müdürlüğümüz, Anaokullarında bu PROTOKOLLE bu birliği kendisi bozmuyor mu?
Bu protokol sayesinde, ÇOCUKLARIN ben-(biz) neden buradayım, arkadaşlarım neden orada sorusunu cevaplayamıyorum ! anlatamıyorum! çok küçükler , çok üzücü diyen veli ve öğretmenlerimize nasıl cevap vereceğiz? Çocuklarımız açısından travma yaratan bu durumu, çocuklara arkadaş olduklarını nasıl anlatacağız? Çocuk nihayetinde yaşadığını öğrenir.
7.Çocuklarımıza okulöncesi öğretmenlerimizden daha iyi kim ne öğretebilir, Öğretmenin yeri sınıfıdır, öğrencilerinin yanıdır. Her fırsatta öğretmenlerimizi sınıflarından çıkarmaya çalışılan bu uygulamaların, Öğretmenlik meslek itibarını ve onurunu zedelediğinizi düşünüyor musunuz ?
8.İlimizde 1243 camiye karşılık 240 Okul bulunurken, Türkiye genelinde Cami sayısı bakımından 25. sırada, Okul sayısı bakımından 65 sırada iken , hala okullarımızda akademik eğitimi sekteye uğratacak protokollere imza atmanız, okullarımızı başka kurumlara aracı kılmanızın gerekçesi nedir?