263 madenciye mezar olan kurumun müdürü: İş güvenliğinde Türkiye’de en iyiyiz

263 madenciye mezar olan kurumun müdürü: İş güvenliğinde Türkiye’de en iyiyiz

Zonguldak Kozlu’daki maden ocağında 3 Mart 1992’de meydana gelen grizu patlaması sonucu hayatını kaybeden 263 madenci katliamın yaşandığı yerde törenle anıldı. Büyük ihmallerin neden olduğu facianın yaşandığı kurumun Müdür Vekili Gebeş, törende yaptığı konuşmada “İş güvenliğinde Türkiye’de en iyiyiz” iddiasında bulundu.

Zonguldak’ta Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesi’nde meydana gelen grizu patlaması sonucu hayatını kaybeden 263 madenci katliamın 25. yılında törenle anıldı.

Facianın meydana geldiği Kozlu Müessesesi’nde Uzunmehmet kuyubaşında düzenlenen anma törenine, CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu, Vali Yardımcısı Vekili ve Kozlu Kaymakamı Ahmet Karakaya, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, TTK Genel Müdür Vekili Ercan Gebeş, Kozlu Belediye Başkanı Kerim Yılmaz, TTK Kozlu Müessese Müdürü Kazım Eroğlu, siyasi parti, meslek ve sivil toplum örgütleri temsilcileri, madenciler ve faciada hayatını kaybeden işçilerin aileleri katıldı.

Törene, Soma katliamından önce Türkiye tarihinin en büyük iş cinayeti olma özelliği olan 263 madencinin hayatını kaybettiği madeninin bağlı olduğu kurumun müdür vekili ile Kozlu Kaymakamı’nın yaptığı konuşmalar damga vurdu.

Ocak başında açıklama yapan TTK Genel Müdür Vekili Ercan Gebeş ve Vali Yardımcısı Ve Kozlu Kaymakamı Ahmet Karakaya konuşmalarda iş güvenliğinin işçinin sorumluluğunda olduğunu ifade etti.

KATLİAMIN YAŞANDIĞI KURUMUN YETKİLİSİ: TÜRKİYE’DE EN İYİYİZ

Anmada bir konuşma yapan TTK Genel Müdür Vekili Ercan Gebeş, “Çalışmaya başlamadan önce ve çalışıyorken öncelikle kendiniz ve yanınızdakiler için emniyet tedbirlerini alın, Aman bir şey olmaz demeyin” dedi.

Kurum olarak 'iş kazalarını' önlemek, iş sağlığı ve güvenliği konularında tüm tedbirleri almak için titizlikle çalıştıklarını iddia eden Gebeş, “Hiçbir masraftan kaçınmayız. Ülkemizde bu konuda en iyi biziz” iddiasında bulundu.

KAYMAKAM: TÜRKİYE’DE İŞ GÜVENLİĞİNDE HER GEÇEN GÜN DAHA GÜZEL ADIMLAR ATILIYOR

Vali Yardımcısı Ve Kozlu Kaymakamı Ahmet Karakaya ise Türkiye’de iş güvenliği konusunda her geçen yıl daha güzel ve önemli adımlar atıldığını öne sürerek, “iş güvenliği konusu mutlaka işçinin kendisinde başlıyor ve bitiyor” dedi.

Maden gibi uzmanlık ve ileri teknoloji gerektiren bir çalışma sahasında iş güvenliğinin işveren yükümlülüğünde olduğundan bahsetmeyen Karakaya, iş güvenliğinden işçinin sorumlu olduğunu savundu: “İş güvenliği konusu mutlaka işçinin kendisinde başlıyor ve bitiyor. Yani işçi kardeşlerimiz iş güvenliği noktasında gereken tedbirleri ziyadesiyle almak durumunda."

Anma töreninde söz alan GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ise TTK Genel Müdür Vekili’nin “Türkiye’de en iyisiz” dediği kuruma bağlı madende 7 Ocak 2013 tarihinde meydana gelen kazada da 8 işçinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak “Saygıyla anıyoruz” ifadelerini kullandı.

SON 7 AYDA EN AZ 1180 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ!

Kaymakam’ın iş güvenliğinde önemli adımlar atıldığını iddia ederken, OHAL ilan edilen tarihten bu yana geçen 7 ayda, iş cinayetlerinde yüzde 14 artış yaşandı. Uzmanlara göre önlem alındığı takdirde önlenebilir olan iş cinayetlerinde Temmuz ayından bu yana en az 1180 işçi hayatını kaybetti.

263 işçinin yaşamını yitirdiği Kozlu katliamı sonrasında olduğu gibi, dönemin AKP’li Çalışma Bakanının “Güzel öldüler” dediği 30 işçinin hayatını kaybettiği 30 Mayıs 2010’daki Karadon maden katliamı, 13 Mayıs 2014’te 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma katliamı, 28 Ekim 2014’te 18 işçinin yaşamını yitirdiği Ermenek katliamı sonrasında AKP hükümeti tarafından verilen sözler tutulmamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işçiye ölümü reva gören ‘ölüm bu işin fıtratında’ sözü hafızalara kazınmıştı.

SOMA’DAN ÖNCEKİ EN BÜYÜK KATLİAM: KOZLU GRİZU PATLAMASI

3 Mart 1992’de Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde TTK’ya bağlı taş kömürü madeninde saat 19.45 - 20.00 arasında ihmaller sonucu zincirleme grizu patlamaları meydana gelmiş, 263 madenci hayatını kaybetmişti. Taş kömürü madenciliği tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan patlama ile yer altında çıkan yangınların denetim altına alınamaması ve ocağın bütün katlarındaki göçükler ve ulaşım yolları tahribatı nedeniyle ocak yüzey açıklıklarından kapatılmış, 26 Mart 1992 günü tekrar açılmış ise de yangının kızışması üzerine bir kere daha kapatılmıştır.

Dünya madencilik tarihinin en büyük kazaları arasında yer alan faciada ölen işçilerden 147'sinin cesedi, yer altında devam eden yangınlar nedeniyle günler sonra gruplar halinde çıkarılabilmiş, en son 2 madencinin cesedi ise Mayıs 1997'de ocaktan çıkarılmıştı.

Patlama sırasında TTK Karadon Müessese Müdürü olan Şerafettin Üstünkol, kurumdan 1997’de ayrıldıktan sonra söz konusu grizu faciasına ilişkin “Bu olay madencilik literatüründe çok önemli bir yer işgal etmektedir ve ben bu tespitimin sadece bende kalmasını istemiyorum. Aksi taktirde vicdan azabı çekerim” ifadelerini kullanmıştı.

Kazanın tabii bir afet veya önlenemez bir kaza olmadığını, müessese yöneticilerinin, fazla kömür çıkarmak için güvenlik önlemlerini ihmal ettiğini söyleyen Üstünkol şunları söylemişti: “Galerilerin tabanı ve tahkimatı üzerinde yoğun bir şekilde kömür tozu biriktiği halde uzun yıllar temizlenmeden bırakılmıştır. Ayrıca biriken tozun tutuşma özelliğini yok etmek için üzerlerine kireç tozu veya kireç taşı tozu da serpilmemiştir. Yani patlamaya hazır barut gibi bekletilmiştir. Sadece bir tutuşturucu gerekiyordu, onu da grizu patlaması yapmıştır. Yangını hapsetmeye yarayan barajlar da yapılmamıştır. Bu nedenle yangınların kontrolü imkânsız hale gelmiştir. Ayrıca ocağa su basılmasına başlandığı zaman, bunu söylemesi çok zor ama, ocakta hâlâ kurtarılmayı bekleyen canlı insanlar olduğunu sanıyorum. Kısacası bu facianın oluşumunda ve kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesinde ocak idaresinin kusurlu olduğunu düşünüyorum.”