Kanserin erken teşhisi için önemli icat

Bilim insanları kanseri başlangıç aşamasında tespit edebilecek bir deri implantı geliştirdiklerini açıkladı.

Bilim insanları kanseri daha başlangıç aşamasındayken tespit edebilecek bir deri implantı geliştirdiklerini duyurdu.

İmplant, bazı kanser türlerinin belirtileri arasında yer alan kanda artan kalsiyum oranını tespit edip implantın takılı olduğu yerdeki derinin rengini değiştiriyor.

Bilim insanları implantın henüz geliştirme aşamasında olduğunu ancak gelecekti kanserin erken teşhisinde kullanılabileceğini söylüyor.

Sciente Translational Medicine adlı bilimsel dergide yayınlanan araştırmaya göre implant en yaygın kanser türleri olan meme, prostat, akciğer ve bağırsak kanserlerinin yanı sıra böbrek yetmezliğinde de işaret veriyor.

DENEY, FARE VE DOMUZLARDA BAŞARIYLA DENENDİ

İmplantın insanlara da uygulanması durumunda gelecekte insanlar implantın üzerindeki derinin renk değiştirdiğini fark ettiği anda doktora giderek kanseri erken aşamada teşhis etme imkanına sahip olacak.

Araştırmaya liderlik eden ETH Zurich Biyosistem Bilimi ve Mühendisliği Profesörü Martin Fussenegger "Kanserde erken teşhis hayat kurtarır" diyerek şunları ekledi: "Günümüzde insanlar ancak tümör sorun yaratmaya başladığında doktora gidiyor. Maalesef o zaman da genellikle çok geç oluyor."

Bilim insanları teknolojinin insanlar üzerinde denenebilmesi için çok yol alınması gerektiğini söylüyor. BBC Türkçe’nin haberine göre araştırmacılar bu teknolojinin kalsiyum seviyesi yerine başka değerleri ölçerek başka hastalıkların tespit edilmesinde de kullanılabileceğini belirtiyor.

Fikir üstünlüğü hissine sahip insanlar aslında pek fazla şey bilmiyor

Yapılan altı çalışma ve çeşitli politik konular üzerinden, kendi fikirlerinin üstünlüğü hissine sahip insanların, bu politik konularda hayli bilgi sahibi olduklarını düşündükleri görüldü. Ancak ne var ki; bu hayli bilgi sahibi olunduğu algısı, bu insanların esasında ne kadar bildikleri ile karşılaştırıldığında, kendi fikirlerinin üstünlüğü hissine sahip insanların bilgisini fazlasıyla abartmış olduğu görüldü.

Journal of Experimental Social Psychology‘de Mart 2018’de yayımlanan araştırmada, “fikir üstünlüğü” hissine sahip olan ya da politik görüşlerle ilgili olarak kendi görüşlerinin diğer görüşlerden üstün olduğunu düşünen insanlara odaklanıldı. Araştırma ekibi, bu insanların; politikanın yanı sıra çevre, din, ilişki anlaşmalıkları ve hatta görgü kuralları ve kişisel tercihler gibi nispeten önemsiz konular gibi çeşitli diğer alanlarda da fikir üstünlüğü hissine sahip olduklarını belirtiyor.

Yapılan çalışmada, politik fikir üstünlüğü hissine ilişkin iki kilit soruya cevap arandı: Kendi bilgisinin üstün olduğu hissine sahip insanlar, üstün olduklarını hissettikleri konu hakkında daha fazla bilgi sahibi mi? Bilgisinin üstün olduğu hissine sahip insanlar yeni bilgi arayışında üstün stratejiler mi kullanıyor?

İlk soruya cevap bulabilmek adına, araştırmada, katılımcılar çeşitli politik konulara dair kendi fikirlerini ve fikirlerinin üstünlüğüne ilişkin hislerini paylaştılar. Katılımcılara, bu konular hakkında ne kadar bilgi sahibi oldukları soruldu ve ardından bu konular hakkındaki mevcut bilgilerini test edebilecekleri bir quizi tamamlamaları istendi.

Yapılan altı çalışma ve çeşitli politik konular üzerinden, kendi fikirlerinin üstünlüğü hissine sahip insanların, bu politik konularda hayli bilgi sahibi olduklarını düşündükleri görüldü. Ancak ne var ki; bu hayli bilgi sahibi olunduğu algısı, bu insanların esasında ne kadar bildikleri ile karşılaştırıldığında, kendi fikirlerinin üstünlüğü hissine sahip insanların bilgisini fazlasıyla abartmış olduğu görüldü.

Buna karşın, daha mütevazı katılımcıların da zaman zaman kendi bilgilerini abarttıkları, ancak fikirlerinin üstün olduğu hissine sahip kişilerin esasında sahip oldukları bilgiyi aşırı abarttıkları gözlemlendi.

İkinci soruya cevap bulabilmek adına ise, araştırma ekibi, katılımcılara, politik bir konu hakkında yeni makaleler sundu ve katılımcılara hangi makaleyi okumak isteyecekleri soruldu. Sunulan makalelerin yarısı, meseleye katılımcıyla aynı çerçeveden bakarken, diğer yarısı katılımcının politik konumuna meydan okuyan bir içeriğe sahipti.

Yapılan seçimler sonucunda, kendi fikrinin üstün olduğu hissine sahip insanların, fikirlerini destekleyen bilgileri seçme konusunda mütevazı akranlarına kıyasla anlamlı derecede fazla eğilim gösterdiği görüldü. Üstelik, bu kişiler, ön yargılı bilgi aradıklarının da farkındaydılar. Araştırmacılar, hangi tip makaleleri seçtiklerini sorduğunda, katılımcıların kendi fikirlerini destekleyen bilgi içeren makaleler için peşin hüküm vererek onları seçtiklerini kabul ettiler.

Peki insanlarkendi fikirlerinin dışındaki görüşlerden neden kaçınıyor olabilir? Bu sorunun muhtemel bir cevabı; eğer insanlar yeni bir bilginin mevcut bilgileriyle uyum gösterdiğini görürse, bu durum pek çok insanın iyi hissetmesine neden olur. Örneğin, Ocak 2016’da Discourse Processes‘de yayımlanan bir çalışmada, insanların mevcut bilgi ve inançlarını zayıflatan bilgileri okuduklarında, bu durumun öfke ve dehşet duygularını tetiklediğini; bunun da kişinin yeni bilgileri kendi kendine kabul etmesini zorlaştırdığını ortaya koymuştu.

Bir diğer ifadeyle, bir fikir ya da inanca güçlü bir biçimde bağlanılması; kişinin kimlik, değer yargıları veya ahlâki inancına bağlanır. Bu durum gerçekleştiğinde, insanlar, kendi fikir, görüş, mevcut bilgi ve kimliklerine meydan okuyan yeni bir bilgiyi ve hatta bilimsel gerçekleri dahi reddetme yoluna gitme eğilimi gösterebiliyor.(BilimFili)

Her 8 kişiden 1’inin parolası biliniyor

Yapılan araştırmalar, kişisel verilerin ve güvenliğin en önemli parçalarından olan parolalar konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmediğini ortaya koyuyor.

Dünya hızla dijitalleşirken, kişisel verilerin korunması da her geçen gün daha çok önem kazanıyor. Geçen yıl siber güvenlik araştırmacıları Darkweb'de 41 GB boyutunda olduğu belirlenen 250'yi aşkın internet sitesine ait 1 milyar 400 milyon 533 bin 869 kişinin e-posta ve parola bilgisinin yayınlandığını tespit etmişti. Yani 7.6 milyar nüfusa sahip dünyada, yaklaşık her 8 kişiden 1'inin parolası biliniyor.

TÜRKİYE’DEN 1 MİLYON 122 BİN E-POSTA SIZDIRILDI

Sızan veri tabanında kullanıcıların gerçek isimleri, parolalar ve e-posta adresleri ile birlikte IP adreslerinin yanı sıra ev ve iş adresleri de yer alıyor. Siber güvenlik dergisi Arka Kapı'da bu konu hakkında yapılan araştırma yayınlandı.

Buna göre, sızdırılan 1.4 milyar e-posta adresinin ne kadarının Türkiye'deki kullanıcılara ait olduğu da tespit edildi. Sızdırılan veriler içerisinde Türkiye'ye ait 1 milyon 112 bin 197 adrese ulaşıldı.

UYARILARA RAĞMEN EN ÇOK KULLANILAN PAROLA: 123456

Türkiye'deki e-posta adreslerinin 4 bin 219'unun dernek ve vakıflara, 269 bin 902'sinin ticari kuruluşlara, 39 bin 469'unun üniversitelere, 38 bin 461'inin devlet kurumlarına, 472 tanesinin ise belediye kuruluşlarına ait olduğu tespit edildi. Bununla birlikte kullanılan parolalar da incelendi. Buna göre, konunun uzmanları birçok kez uyarmasına rağmen Türkiye'de en çok kullanılan e-posta parolasının “123456” olduğu anlaşıldı.

EN ÇOK KULLANILAN PAROLA BİLGİSİ: ‘SANANE’

İkinci sırada pek de farklı olmayan bir parola geldi: 123456789. Sözcü’nün aktardığı habere göre ardından sırasıyla, Qwerty, password, 11111, 12345678, abc123, 1234567, password1 ve 1234567890 en fazla kullanılan parolalar oldu. En çok kullanılan parola bilgisi ise sırasıyla, Ankara, Zeynep, İstanbul, sanane ve Fenerbahçe.

Tunguska asteroidinin benzeri Dünya'nın çok yakınından geçti

Yaşanan olay, akılları 1908'de gerçekleşen patlamaya götürdü.

1908’de Tunguska'ya düşen meteor büyüklüğündeki bir asteroidin dünyanın çok yakınından geçtiği belirtildi.

Büyüklüğü 48-110 metre arasında olan ve 2018 GE3 adını alan gök cismi, Dünya’nın 192 bin kilometre uzağından geçti.

Space.com'un haberine göre asteroidin, Dünya’ya en yakın mesafeye yaklaştığı ana 21 saat kala tespit edilerek astronomları şaşırttığı kaydedildi. 

ASTEROİD NEDİR?

Asteroid ya da küçük gezegen, yörüngeleri çoğunlukla Mars ile Jüpiter gezegenleri arasında kalan gökcisimleridir.

TUNGUSKA OLAYI NEDİR?

30 Haziran 1908 günü sabah saat yaklaşık 7.45 sularında Sibirya'nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı yakınlarında bir gök patlaması yaşandı. Yapılan araştırmalar, patlamanın nedenin bir asteroidin gökyüzünde parçalanması olduğunu ortaya koydu.

Asteroidin, atmosfere yaklaşık 100.000 km/sa hızla girdiği ve ağırlığının 100 bin ile 1 miyon ton arasında olduğu varsayılmaktadır.

WhatsApp'tan yeni bir özellik daha

Popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp bir kez daha platforma entegre ettiği bir özelliği ile gündemde. 

WhatsApp, tanınmayan numaralardan gelen mesajlarda numaranın kime ait olduğunu kullanıcılara söyleyecek.

WhatsApp, vCard adını verdiği yeni bir özelliği test etmeye başladı. Kullanıcılar, kendilerine mesaj atan tanımadıkları numaraların kimlere ait olduğunu doğrudan görebilecek.

Şu an için yeni WhatsApp’ın Android sürümünün beta çalışması kapsamında denenen özelliğin, olumlu geri dönüşler alınması halinde yakında tüm kullanıcılara sunulması bekleniyor. Bu sayede kullanıcılar kendilerine mesaj atan ancak rehberlerinde kayıtlı olmayan kişilerin kimliğini kolaylıkla öğrenebilecek.

ÖZELLİK NASIL ÇALIŞACAK?

Bilmediğiniz bir numaradan gelen mesajın hemen altında açılan pencere içerisinde "kişinin vCard'ını göster" sekmesine dokunduğunuz taktirde WhatsApp vCard ile indekslenen numara, veri tabanında kayıtlı olduğu şekilde size gösterilecek. Yalnız bunun için o kişiye ait bir vCard'ı daha önce başkası tarafında almış olmanız gerekmekte. Özellik şu an  2.18.111 sürümlü WhatsApp Android BETA test kanalında deneniyor.

Dünyanın en derin mağarasına sonunda inildi

Daha önce birçok speleologun inmeye çalıştığı ancak başaramadığı mağaraya, sonunda inildi.

Rus speleologlar, Abhazya'da bulunan ve dünyanın en derin mağarası olarak kabul gören Krubera'ya inmeyi başardı. Mağaraya 1 haftada inen speleologlar, 2190 metre olarak bilinen mağara derinliğinin aslında 2212 metre olduğunu tespit etti.

Daha önce ABD’li ve Avrupalı birçok speleologun inmeye çalıştığı ama tüm derinliğine ulaşamadığı mağaraya inmeyi başaran Rus speleologlar, mağarayla ilgili yeni keşifler yaptı.

KISA SÜREDE İNDİLER

Mağaraya 27 günde inilmesi beklenmesine karşın bu süreci 1 haftaya indiren Rus speleologlar, mağaranın uzunluğunun 13 bin 432 metre olduğunu keşfetti.

Speleologlar ayrıca, mağara içinde yaptıkları araştırmalarda daha önce hiç görülmeyen canlı türlerini görüntüleyip, karşılaştıkları canlılardan laboratuvarda incelenmek üzere örnekler aldı. (İHA)

SPELEOLOG NEDİR?

Mağara bilimi ya da mağarabilim, speleoloji, 'speleologies' kelimesinden birleşmiş olup "mağarabilim" anlamına gelir. Bu bilim dalıyla uğraşanlara "speleolog" adı verilir.