101 kere Ferit Edgü

101 kere Ferit Edgü

14 Şubat 1980 yılında kendilerini devrimci olarak tanımlayan bir örgütün üyelerinin bir eylemi sonucunda İstanbul’un birçok semtinde dükkanlar kepenk açmıyor. Yazar gazetede okuduğu bu haber üzerine; aradığı konuyu bulduğunu anlıyor, dükkanların kepenk açmadığı bu olayı 101 farklı bakış açısıyla kurulmuş, 101 metinle anlatıyor.

24 Şubat 1936’da İstanbul’da doğan ve 82. yaşına yeni giren İsmail Ferit Edgü, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde eğitim görürken kazandığı bir sınavla Almanya’ya ve oradan da Fransa’ya gitmiştir.

Edgü, yazın hayatına şiirle başlar ve ilk şiiri 1952 yılında Kaynak Dergisi’nde, ilk öyküsü ise 1954 yılında Yeni Ufuklar dergisinde yayınlanır. Edgü’nün kalemi genel bir hat olarak çevresiyle uyum sağlayamayan birey ve toplumsal sorunlara eğilmiştir.

70’lerin ‘’coşkulu’’ siyasi atmosferini yaşayan, gören, izleyen bir yazar olarak; başka bir dünya hayalini kuranlar ve onların toplumla kurduğu bağları somut gerçekliklerle yazan kendi döneminin önemli kalemlerindendir.

Yazarın en bilinen kitabı birçok dile çevrilen Hakkari’de Bir Mevsim romanıdır. Yazar bu romanında Hakkari’nin Pirkanis köyüne öğretmenlik yapmaya giden bir öğretmenin yoksul ve yalnızca kendi anadilleri olan Kürtçeyi konuşan köy çocuklarıyla iletişim kurma derdini konu edinir. Yoksulluk, salgın hastalıklar, iletişimsizlik arasında ortak bir dil kurmaya çalışan bir öğretmenin gelgitleri bu romanda eşsiz bir şekilde anlatılmıştır.

Daha sonra Hakkari’de Bir Mevsim, aynı adla sinemaya uyarlanmış; film, daha gala gecesi ‘’sakıncalı’’ bulunarak yasaklanmış, sinemaya gelen onlarca insan kapıdan kitleler halinde dönerken filmin yapımında emek verenler gözyaşlarını tutamamıştır.

Ferit Edgü birçok edebi türde eserler vermiştir. Ancak edebiyat dünyasında Edgü, romancı olmaktan çok öykücü, denemeci olarak kabul edilir.

Ferit Edgü, Yazmak Eylemi kitabının serüvenini anlatırken yıllar önce Raymond Queneau’nun Exercises de Style (Üslup Araştırmaları) adlı kitabından bahseder. Edgü, bu kitabı çevirmeye çalışırken epey zorlanır. Quenneau, bahsi geçen kitabında Paris’te bir otobüste geçen, düşsel, yalın bir olayı yüz değişik üslupta anlatır.Fransızcanın tüm incelikleri kullanılarak yazılmış bu yüz değişik metni, Türkçeye çevirmenin olanaksız olduğuna karar verir ve başka bir çıkış arar.

Herkesin bildiği ama değişik üsluplarla yazılabilecek bir olay üzerine uzun süre düşünen Edgü, 14 Şubat 1980 günü aradığı ‘’traji-komik’’ olayı bulduğunu anlar.

Yazmak Eylemi kitabı yazarın bu arayışının bir ürünüdür diyebiliriz. Bahsi geçen kitabımız Ekim 2017’de Sel Yayıncılık tarafından tekrar basıldı. Sadece kapak tasarımının bile okuru etkilemesi mümkün olan kitabın kapak tasarımcısı Savaş Çekiç’i tebrik etmeden geçmeyelim.

Yazmak Eylemi deneme türünde, tek ana temayı birden çok metinle -101 ayrı metinle- yazan nadir kitaplardan.

14 Şubat 1980 yılında kendilerini devrimci olarak tanımlayan bir örgütün üyelerinin bir eylemi sonucunda İstanbul’un birçok semtinde dükkanlar kepenk açmıyor. Yazar gazetede okuduğu bu haber üzerine; aradığı konuyu bulduğunu anlıyor, dükkanların kepenk açmadığı bu olayı 101 farklı bakış açısıyla kurulmuş, 101 metinle anlatıyor.

1980 yılının toplumsal zeminde açtığı yaralar, ardı arkası kesilmeyen traji-komik hatta bazen dramatik olaylar göz önüne alındığında; bir yazar açısından sadece yazmaya devam edebilmenin başlı başına kıymetli olduğu su götürmez bir gerçektir.

Edgü, kitabının önsözünde bu kitabı yazmasının amacını şöyle açıklıyor:

’Düş gücüm (varsa eğer) yalnızca üslupta gösterdi kendini. 101 metin yazdım. 1001 metin de yazabilirdim. Ama, okuyucuya, bir olayın, birden çok yazımı olduğunu göstermeye sanırım bu kadarı yeter.’’

Eylemciyi sorgulayan polis, mahalleden öte beri alacak ancak açık dükkan bulamayan mahalleli, telgraf çekip yanıt bekleyen adam, dükkanları açın devlet arkanızda diyen basın, 176 anarşist gözaltına alındı diye yazan rapor… Daha nicesi yer alıyor kitapta. Hepsi aynı olaya, farklı pencereler açıyor.

Ferit Edgü tüm bunları yazarken taraf olmadığının da altını çiziyor. Yazar kendi deyimiyle ne eylemi yapanların, ne eyleme karşı olanların tarafında. Yazar kendini yargıç, tanık ya da muhatap olarak kabul etmiyor bu olayı anlatırken… Herkesin bildiği, okuduğu bir haberi dilin zenginliği ve maharetleri çerçevesinde yazıyor.

‘’Sadece’’ yazmak daha doğrusu ‘’taraf olmamakla’’ Ferit Edgü kolaycılığa kaçmış dersek abartmış olur muyuz peki? Belki de olmayız.

Yazarın aksine, yazılan 101 metni okuyup taraf olmak çok mümkün okur açısından. Okur denemeleri okurken dilin, üslubun, anlatımın sınırsızlığı ile yazmanın ne görkemli bir şey olduğuna şaşıracaktır kuşkusuz.

Kitapta yer alan aforizmalar denemesinde okurun içini aydınlatarak şöyle yazıyor Edgü:

’Halkı umutsuz kılma. Umutsuz kişinin ne yapacağı belli olmaz’’

Ferit Edgü, deneme türünün belki de hak ettiğinden az değer bulduğu edebiyat dünyamızda, deneme türünü tadından yenmez hale getirebilen önemli bir yazar. 

Yazmak Eylemi; çölde su misali bir deneme cenneti olarak kabul edilebileceği gibi, üslup kişinin kendisidir sözünün de vücut bulmuş hali…

Okur 101 metin okusa da kitabı bitirdiğinde 1001 kere düşünecektir.


KÜNYE: Yazmak Eylemi, Ferit Edgü, Sel Yayıncılık, Ekim 2017, 137 sayfa.

DAHA FAZLA